En yorgunu Schuster'di!

Haberin Devamı ›
Beşiktaş haketmediği bir maçı doğal olarak kazanamadı. Şenol Güneş hem kendi takımının zaaflarını iyi biliyordu, hem de Beşiktaş’ınkileri... Maç öncesi öngörüleri gerçeğe daha yakındı, üstelik oyunu okurken de Schuster’den daha süratli düşündüğünü gördük.
Schuster’in mağlubiyeti yorumlarken “Siz Avrupa’da yoksunuz, o yüzden anlamazsınız” deyişi, rakibe karşı şık olmayan bir küçümseme ifadesi olduğu kadar Beşiktaş’ın da bu deplasman öncesi nasıl bir motivasyon zayıflığında olduğunun da göstergesi... Bu noktada Kartal’ın ekip halinde bir konsantrasyon sorunu yaşadığını söylememiz gerek. Rapid galibiyetinin rehavetini oyuncularının üzerinde bırakmış Schuster. Perşembe geceki maç sonunda sanki, “Buraya kadar süper geldiniz. Şimdi zorlu bir deplasmana gideceğiz. Biliyorsunuz zaman kısıtlı, dinlenemeyeceğiz. Koşullar tümüyle aleyhimizeyken bunun üzerine size bir kez daha yüklenip, Trabzon maçının baskısını eklemem yersiz” anlamında bir hava estirmiş.
Bu umursamazlığını onun oyuncu tercihlerinde de gördük. Baştan beri rotasyon uygulamalarına karşı değiliz. Hatta yeni gelen teknik direktörler arasında 17-18 oyuncuyu başarıyla kullanabilme yönüyle isminin ön sıralarda geçmesi gereken bir teknik adam olduğunu da kabul ediyoruz. Sorun tercihlerde. Guti, Tabata, Ernst’in oldukça yorgun olduğu şartlarda İbrahim Üzülmez’in yerine İsmail, Ferrari’nin yerine Zapotocny, Bobo’nun yerine Nobre seçimi işin özünü bırakıp, detaylara boğulmak demek.
Beşiktaş’ın merkez üssü yeni bir soluğa muhtaçken, Schuster bunun üstünde durmadı. Oysa Necip, hem Ernst’e yardımcı, hem de oyunu kurmak için daha rahat koşullarda oynaması gereken yorgun Guti’ye müthiş destek olabilecek bir oyuncuydu. İçeride iki hafta önce Antalya’ya karşı Aurelio-Ernst-Necip üçlüsü ne kadar gereksizse, Trabzon deplasmanı için de böylesi bir kurgu elzemdi... Kaldı ki Quaresma’nın oynamadığı bir maçta çift forvet düzeni de yerinde bir ofansif anlayış olabilirdi. Tabata muhtamelen yine oyundan düşebilecek Guti’nin, Bobo da Nobre ya da Holosko’dan birinin yerine oyunun gidişatına göre değişse, Beşiktaş istediğine ulaşabilirdi.
Belki yine kaybederdi. Ancak Schuster’in yapılması gerekenlerin tümünü yaptı noktasında tartışılması gündeme gelmezdi... Beşiktaş için tehlike şu: Schuster bugüne dek kendinden emin tavırları ve kararlılığıyla Beşiktaş’ın üst seviye bir ekip olma yolunda en büyük güvence... Alman teknik adamın bunu bozmaması, tartışmaya açtırmaması gerek. Güven zedelenirse, Siyah-Beyazlı ekip ciddi bir zaman kaybına uğrar.