Dikiş tutmuyor

Haberin Devamı ›
Zeminin yumuşaklık sorunu kadar, Beşiktaş’ın fiziki yıpranmışlığı da hissedilir boyuttaydı. Düşük tempoda hücumu, neredeyse maç boyu temkinli düşünen taraftı Siyah-Beyazlı ekip. Buna karşılık orta alanını da sürekli kalabalık tutma sorumluluğunda hissediyordu kendini. Bu önlemli duruşa rağmen Kayserisopur’un hücum etkinliği daha fazla ön plana çıktı. İki ekip de aslında benzer savunma modeliyle sahadaydı. Önde kurulan savunmaları kenar ataklarıyla yıpratamıyorsanız, ya geriden defansın arkasına atılacak uzun topları kovalayacak deparlı bir forvetiniz olacak, ya da sırtı dönük oynayabilen ve rakip savunma önünde topa sahip olacak bir santrforunuz bulunacak. Beşiktaş’ın, diri Kayserispor savunması karşısında böyle bir oyuncusu yoktu. Kayserispor, aynı tarzda hem cezaalanına geriden oyuncu çıkardı. Aynı anda kenarları da etkili kullanarak Beşiktaş savunmasını yeterince zorladı. Mehmet Eren ve Hasan Ali ikilisi de özellikle Beşiktaş’ın sağını yordular. Öyle ki Hilbert oynadığından beri en kötü performansını sergiledi. Yaptığı kritik hatalar zorlandığının belgesiydi. Kayserispor ikinci yarı taktik değiştirdi, kendini biraz geri attı. Beşiktaş ise ikinci bölümden sonra bu durumu ofansif avantaja çevirmek için Guti ve Fatih Tekke’yi oyuna aldı. Bu iki değişikliğe rağmen Beşiktaş’ın genel fiziki konumu cezaalanında etkili olmaya yetecek düzeyde değildi. Hatta Beşiktaş, kendisini bir anlamda kandırmıştı da. Rakip alana fazla yerleşmenin cezasını son dakikada da olsa gördü. Aslında Rüştü’nün şansı olmasaydı ıskaladığı topla Kayseri’yi daha önce öne geçirecekti. Ama yenen gol adına, Schuster’in, bu maçın kasetini bir daha izlemesi lazım. Son golun yeniş pozisyonundaki defansın dizilişi üzerine biraz kafa yorsun.