Arama

Popüler aramalar

Çıplak silah!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bir oyuncuyu ceza amaçlı PAF takımına göndermeyi eleştirmek ayrı bir konu, Ahmed Hassan gibi “Bir değer geri dönmüş, çıksın Beşiktaş’a maç alsın” zihniyetini ileri sürmek apayrı.Sergen kesikken ‘Sergen yoktu’, Tümer formadan uzakken ‘Bu takımın Tümer’e ihtiyacı gün gibi aşikâr’, İbrahim Akın yokken ‘Böyle bir yıldız niye oynatılmaz?’ ve de esamesi kaybolmuşken ‘Hazır Ahmed Hassan gelmiş, elinin altında böyle bir değerden niye yararlanmazsın?’ türünden eleştirilerin tümü safsatayı geçmez.Oynadıklarında neyi ne kadar az değiştirebildiklerini açıkça gördüğümüz halde yokluklarını niye bu kadar büyütüyoruz ki!Gelelim Tigana’nın Ahmed Hassan’ı disiplin adı altında PAF’a göndermesine... PAF’a postalanış, ancak bir oyuncunun kulübü ile olan ciddi sorunlarından dolayı sözleşmesi bitene dek bir daha forma giyemeyecek duruma düşmesi halinde antrenman haklarının elinden alınmaması için uygulanır. Onun dışında PAF takımı asla bir sürgün yeri değildir. Orası gerçek anlamı itibarı ile bir okul ve öğrenme yeridir. Bu noktada Tigana’ya naciz tavsiyem de şu olur, senin takımında hiç vazgeçemediğin bir oyuncun var; İbrahim Akın... PAF düzeyinde öğrenmesi gerekenleri atlayıp, nasıl olduysa bir büyük takım formasını sırtına geçirmiş. Üstüne üstlük o takımın da vazgeçilmezi olmuş. Eğer gerçekten PAF’a ve oradaki eğitime ihtiyacı olan biri varsa, bence fazla uzağa gitme Tigana; Her maç ‘kurtarıcı’ diye sarıldığın Akın’ı gönder önce oraya.Ersun Yanal ruhu!Sezon başında Sparta Prag’dan alınan bir stoperdi Johanna... Levent Eriş yönetimindeki Vestel Manisaspor’un savunmasında görev yapan Çek futbolcu, Ersun Yanal ile saha içindeki görev değişikliğinin yanı sıra sanki kişilik de değiştirdi. Samsunspor maçında tüm izleyenlerin insaf sınırlarını fazlasıyla zorlayan, disiplinsiz ve İsmet Arzuman’ın kayırımcılığına terkettiği yüzü çirkinleştikçe çirkinleşti. Bu yeni hüviyeti tam anlamıyla kendi iradesine mi ait, işte orada kuşkularımız var...Yanal gelmeden önce Vestel’in 8 maçta 17 sarı kartı var. Yanal sonrası 13 maçta 49 sarı... Yanal’ın Gençlerbirliği’nin başında bulunduğu 2002-2003 ve 2003-2004 sezonlarında Başkent ekibi 165 sarı kartla (2002-2003: 85, 2003-2004: 80) ligin en hırçın takımlarından olmuştu. Aynı dönemde Thomas adlı orta saha oyuncusu, 17 sarı 2 kırmızı kartla başı çekmişti. Bir benzer istatistiğin de Yanal’ın Ankaragücü’nü çalıştırırken Yılmaz’da oluştuğunu görüyoruz. Bu oyuncuların ruh hali birden bire değişmiyor. Bu, Yanal anlayışının ve anti-fair uygulamalarının bir ürünü. Aynı anlayışla Yılmaz, Thomas ve son olarak da Johanna gibi oyuncuların militan bir kimliğe bürünmesi de önlenemiyor. Hatta aynı ekipten olma anlayışın bir başka örneği de, Mesut Bakkal yönetiminde ruh hali değişen İsmail Güldüren portresinde saklı değil mi...