Arama

Popüler aramalar

Bobo, Fener'in santrforu!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Beşiktaş’ın sorunları belli. Çoğunluğun ortak fikri de aynı... Önde oynayamamak; Tabata, Tello, Yusuf hatta Delgado dörtlüsünü alt alta topladığınızda eşittir 10.5’uğu bulamamak; Denizli’nin Nihat’ı kazanma uğruna Beşiktaş’ın kaybetmesine seyirci kalması, temel problemlerin üst başlıkları. Sorun olmayan yönleri ise takım savunması, defans başarısı ve Bobo’nun golcülüğü. Böyle geniş açıdan özetlediğimizde karşımıza itiraz eden çıkmaz.

O zaman ben çıbanbaşılık yapayım, ‘o da olmazsa halimiz nice olurdu’ denilen bir elementin esasta Beşiktaş’ın kimyasını bozduğunu söyleyeyim. Evet söz konusu oyuncu Bobo. Şık golleri, özel vuruşların sahibi Brezilyalı. Bu konudan ilk kez bahsetmiyorum. Bobo’nun oyuncu kalitesi ya da golcü özelliği kabul etmediğim bir gerçek de değil. Ancak Beşiktaş’ın ısrarla oynadığı düzende görev açısından sistemi arızaya uğratan da ta kendisi. Beşiktaş’ın oyun düzeni ne Fenerbahçe, ne de Galatasaray’a benziyor. Yani orta sahasında ya da ileriye dönük kenarlarında yaratıcı oyuncu birikiminden yoksun. Düz oyuncular ağırlıkta. O yüzden orta alanda pas oyalanması yapmayıp, önce topu ileriye çıkarıyor, arkadan boş olarak destek vermeye koşuyorlar. O topların alıcısı Bobo olduğunda, sorun başlıyor. Arkadan gelenlerin önüne servis edilmesi gereken top, en küçük rakip müdahalesi sonucunda rakip atağı olarak karşıya dönünce Beşiktaş’ın hücum niyeti gerisin geriye bir savunma çilesine dönüyor. Herhangi bir pozisyonda Bobo’nun ayağından gelen gol, Bobo’yu aklıyor. Ancak Beşiktaş’ın maç boyu topu üçüncü bölgede tutma gereğini de ortadan kaldırıyor.

Satır aralarında da belirttiğim gibi; Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray gibi ataklarını orta alandan olgunlaştırıp, sadece son vuruşta santrfora ihtiyaç duyan bir takım değil. İlk topu santrforuna atıp, arkadan atağa çıkan bir tarzı benimsemiş. O yüzden Bobo, Beşiktaş’a değil, Galatasaray’a, özellikle de Fenerbahçe’ye uyacak bir santrfor olabilir.

Bu kavga bitsin!
Evet... Kan davasına dönüşmüş bu anlaşmazlık bitsin artık. Bursa taraftarı bu hafta İnönü’ye gelsin. Ama öncesinde mümkünse iki tarafın da birer yöneticisi eşliğinde tribün temsilcileri, güvenlik kurulu yetkililerinin de içinde bulunduğu bir ortamda öngörüşme yapılsın. Hasım olarak değil, taraftar olarak gelsinler. Düşman olarak değil, misafir olarak karşılansınlar.

Tek adamlar...
Önce Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’nin kötü gidişine el koyunca, sportif direktör Aykut Kocaman’ın etkisi ve yetkisi tartışmaya açıldı. Daha sonra Oğuz Çetin, Terim’in ekipbaşı olarak, ekibini korumadığını gündeme getirdi.

Aziz Yıldırım ve Fatih Terim gibi tek adam olmuş dominant patronların yanında ikinci bir söz sahibinin barınmasını biz zaten beklemiyorduk. Ama en azından Oğuz Çetin’in, Şifo Mehmet’e reva görülen Terim muamelesinden sonra kendisine kısmen dersler çıkardığını tahmin etmiştik.