Bir Beşiktaşlı figürü...

Haberin Devamı ›
Onunkisi sadece güçlü bir profesyonellik ile dişli bir mücadele karakterin birleşimi.Eskilerden Ulvi, Kadir, Rıza’nın çizgisinde bir Beşiktaşlı figürü... Siyah-Beyazlı forma ile yedinci yılına bastı. Yedi yıl önce 3-0’lık Barcelona maçını hatırlıyorum. Muhteşem bir performansa imza atmıştı. Yedi yıl sonra da gücü hiç eksilmeden aynı çizgide mücadelesini sürdürüyor. O halde taraftar kanadından da ona artık başka bir lakap bulunması gerekiyor.Delgado iyi başladıTigana’nın Ricardinho ile Delgado’yu aynı 11’de buluşturup, hatta onlara alışık olmadıkları kanatlara yakın bölgelerde görev verdiği halde Beşiktaş’ın kenar ağırlıklı hücumlardan olmadığı kadar üretim sağladığı bir maçını izledik.Peki, bu düzen kalıcı olup da Kartal’ı bilinenden çok daha farklı, aktif bir futbol kimliğine taşıyabilir mi? Lokalize düşünürsek iyimser olabiliriz. Yani, sadece İnönü Stadı’na özgü bir düzen olabilir bu... Ama şunu da unutmayalım, eğer Beşiktaş üzerinde konuşuyorsak, ligin ilk yarısındaki kurguyu da biraz irdelememiz gerekir. Kleberson, Burak ve Ricardinho’nun yer aldığı bir düzen vardı. Yani savunmaya katkısı ‘sıfır’ olan üç futbolcuyla oynuyordu Siyah-Beyazlılar. Üstelik Kleberson ve Burak’ın aşırı top kayıpları takım kırılganlığını dibe vurduruyordu. Bu yüzden Tigana’nın Ankaragücü karşısında başlattığı yeni arayışına sadece Delgado ile Ricardinho’yu buluşturma merkezli bakmamak gerek. Fransız çalıştırıcının asıl müdahalesi Kleberson ile Koray’ın değişimidir. Bu iki oyuncunun değişiminin sonuçlarına, Koray açısından kaba hesap yüzde 50 artan defansif destek, yüzde 50 eksilen top kaybı ve yüzde 50 Serdar’a getirilen savunma yardımı olarak bakarsak, sağlanan ekonominin kaynağını da az-çok çıkarabiliriz.Delgado’ya gelince... Çok hevesli başladı, böyle devam ederse umutları artırabilir. Unutulmasın ki, o da Burak’ın yerinde görev aldı. Burak oynarken, oyunun iki yönüne ne kadar hizmet verebiliyordu, Delgado oynarsa bu durum ne kadar fark edecek... Ancak bu iki oyuncuyu ofansif anlamda tartıya koyduğumuzda sonuç alma yönünde de ibrenin Delgado’dan yana olduğunu söylemek zor olmayacak. Belki de bu düzenden ‘part-time’ da olsa daha alternatifli bir kadro üretilebilecek. Ama dediğimiz gibi, zorlu deplasmanlar ve derbiler söz konusu olmadığında...Şampiyonluğu hedefleyen listebaşı konumda bir ekip ya da Avrupa kupalarında hedefi olan bir takımdan bahsediyor olsak elbette ne bu düzeni ne de bu oyuncuları tartışıyor olacaktık. Ancak Beşiktaş’ın hâlâ süregelen meselesi; dengesiz kurulan bir takımın kendi içindeki arayışlarında hangisinin daha çok işe yarayacağı ile ilgili...