Beşiktaş'ın mahrumiyeti

Haberin Devamı ›
Serdar, atmosferi daha düşük maçlarda deneyimsizliğinin etkisinde bocalarken, Fenerbahçe’ye karşı, hem de Kadıköy’de yaşına göre olgun bir futbol kimliği ile boy göstermesi, onun için sevindirici oldu. Sahada görev bilinci, en yüksek oyuncuydu... Tigana’nın Serdar ısrarı sonuç verecek.Burak, ilk yarı-ikinci yarı değişik grafik çizdi. İşin enteresan yanı, ofansif özellikleri ile tanınan bu oyuncu, ilk yarıda takımını hücuma taşırken çok top kaybetti, ancak ikinci yarı rakip ataklarda kulvar tıkama görevini daha başarılı bir biçimde yerine getirdi. Yani defansif anlayışta çaba göstermesi, onun da artısı oldu...Fazla sayıda top kayıpları ile oynamaya devam etmesine karşın, Kleberson’un saha içi duruşunda da farklılıklar gözledik. En azından biraz kuvvetlenmişti ve araştırıcı yönünü sergilemeye çalıştı...En pahalı oyuncu Delgado’da ise hayal kırıklığı sürüyor... Sezon başı kampına hiç uğramayan bir oyuncu bile, bu saatte bu kadar güçsüz olamaz... Hadi ayakları yetmiyor, diyelim, peki ya gönülsüzlüğüne ne demeli!.. Futbolcu kısmı bazen yapamasa da, ister ve kovalar... Ama çıtkırıldım Arjantinli, ne istiyor ne de yapıyor... Oysa barındırdığı özellikleri ile belki de her maç futbol ziyafeti çekecek yeteneklere sahip...Gelelim İbrahim Akın’a... En azından istemeye başladı. Ama hâlâ çok güçsüz. Oysa Beşiktaş’ın elindeki kadro yapısına göre, en sağlıklı işletebileceği hatta ligin en caydırı ofansif anlayışını sergileyebileceği düzeni, tek forvet Nobre’nin arkasında; sağda Burak, solda İbrahim Akın, ortalarında Delgado kurgusudur... Ama malesef ki, malesef bu üçlünün fizik kalite olarak hala vasat bir standardı bile yakalayamayışı, Beşiktaş ve Tigana’nın en büyük mahrumiyeti...Tiganalı Beşiktaş’ın çok iyi çalıştığı, İbrahim Üzülmez’den belli... Ancak sporcuya özgü bir yaşamın olmadığı da diğerlerinden...