MENÜ

Akıntıya kürek

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Siyah - Beyazlılar için, başlarda bulduğu tesadüfi gol bile bir avantaj sağlayabilirdi. Ancak Del Bosque’nin tercih ettiği 11 ile ne skor üstünlüğünü koruyabilecek bir savunma direnci ne de ikinci bir gol bulabilecek ofansif anlayış egemen olabildi. Buna defansta Fatih Sonkaya’nın bireysel hataları da eklenince Beşiktaş’ın beklentilerinde şemsiyenin terse dönmesi de uzun sürmedi. Tümer, Sergen, Ahmed Hassan, Juanfran ya da İbrahim Akın bir arada ancak Ümraniye’de bir ayak tenisi maçında aynı formayı giyerler, o kadar... Kendisine beraberliğin yeteceği bir ortamda Del Bosque’nin bir İtalyan ekibine karşı hem de deplasmanda bu seçimleriyle hangi beklentileri olduğunu anlamakta bayağı zorlandık. Biz ona destek çıkıp, bu takımı ikinci yarı itibarı ile kendi iradesinin geçerli olduğu koşullarda düzeltsin istiyoruz. O ise, sonuç olarak değilse bile mantık ve anlayış olarak işin aslını inkar ediyor ve kendi kredisini tüketmek için var gücüyle yarışıyor. Beşiktaş, yenilebilirdi. Zira her türlü sonuca açık bir maça gitti. Gücü de belliydi, kadrosu da. Her türlü sonucu alabilirdi. Ancak bu düşünce ve tercihleme içinde bulunmamalı idi... Parma, her ne kadar eski gücünden olağanüstü bir kayıpta da olsa karşısında böylesine dirençsiz bir ekip bulunca, skor dezavantajından çabuk kurtuldu ve aldığı galibiyetle de UEFA Kupası’nda yoluna devam ederek yeni teknik direktörüne ‘Hoşgeldin’ dedi. Beşiktaş, aslında gruptan çıkma şansını Bükreş’te zora sokmuş, Standard Liege maçında da yitirmişti. Parma maçının herşeyin üstesinden gelme adına bir özel mücadele hakediyordu. Ona da Del Bosque’nin fantazileri izin vermedi...

YORUM YAZ