Yıldızları getirdi...
Milyon dolarlarla menajerleri ihya edip yıldızları kadroya katmak, ardından da sol kanadı becerisi sınırlı, yaş sınırını aşmış İbrahim Üzülmez’e teslim etmek, gerçekten beceri ister. Şayet Simao Sabrosa sol çizgide oynamaya sıcak bakmıyor ise orada Ricardo Quaresma görev yapar, ama dünkü Quaresma ancak ‘kum havuzunda’ oynar, o da tek başına!
Cenk Gönen’i yermek sanıyorum ki kolaya kaçmak olur, elinden kaçırdığı top için. Telaffuz etmekte dahi güçlük çektiğimiz rakamlara Beşiktaş’a ‘teşrif’ edenler, bir devreyi ‘tek kale’ oynayıp art arda kaçırırlar, buna karşın genç kaleci tek bir taneyi elinden kaçırır eleştiri konusu olur. Yok o kadar basit değil! Bu kez, sadece forma aşkı için takım takım dolaşan Mehmet Aurelio’nun gördüğü karttaki sorumsuzluğu ön plana çıkmalı. 17’de on yedi olamadı, Beşiktaş iki tane yedi bir tane atabildi, şampiyonluk söylemi de gelecek sezona sarkıverdi.
Teknik direktör Bernd Schuster’in ardına sığınacak mazereti var mı yine acep! 60. dakikadan sonra sahada yürümekte zorlanan Guti’nin yerine Necip Uysal’ın oyuna alması için uzatma dakikalarını mı beklemeliydi? Beşiktaş savunması ile orta alan arasındaki senkronu kusursuz tutturan Fabian Ernst’in oyuna bu kadar geç mi girmesi gerekirdi? Yıldızlar güzel de ayazda olmuyor, üşüyor insan! Bir kez daha Beşiktaş yandaşının burukluğuna üzüldüm. Onca yol, eziyet ve buz gibi hava ama susmadılar, sadece desteklediler.
Haberin Devamı ›
Bir devreyi tek eksikle oynamak Beşiktaş için sorun olmamalı, sonuçta kalan tüm maçları kazanacak onlara değil miydi? Ev sahibi ekibin hakkını da teslim etmeli. Cenk Gönen elinden bir tane kaçırdı, ama ikinci bölümde Beşiktaş’ı faktan kurtaran isim oluverdi. Bernd Schuster yıldızları getirdi, şampiyonluğu götürdü, özeti bu...