Beşiktaş= Quaresma!
Haberin Devamı ›
Denilebilir ki, Beşiktaş Britanya deplasmanında iyi oynadı ve Quaresma ile Fernandes de Beşiktaş’ı sırtlayan isimler olarak ön plana çıktı. Siyah-Beyazlı ekip, Stoke karşısında oldukça başarılı alan savunması yaptı, burada da Aurelio ile Necip’in becerileri gözlendi. Savunmada ise Egemen sivriliverdi... ‘Boy’ avantajı nedeni ile Stoke’un kullandığı her köşe atışının yanı sıra taçlar da fazlaca tehlike içerdi Beşiktaş adına. Quaresma verdiği pasla Hilbert’e golü attırdı, sonrasında da eşitlik geliverdi. İkinci bölümde de Stoke, penaltı atışı ile öne geçiverdi ve karşılaşmayı kazandı. Buraya kadar futbol tutkunlarının mutabakata varmaması için neden yok gibi gözüküyor. Ne var ki, dün gece beni rahatsız eden attırdığı gole, vurduğu bir topun (rakip oyuncuya çarpıp yön değiştirerek) kale direğinde patlamasına karşın Quaresma oluverdi! Edu, dün gece ancak 81.dakikada topa vurma olanağı buldu! Zira, Quaresma o dakikaya kadar ayağına gelen, toplara kendisi vurmayı yeğledi. Kaleye yaptığı 9 vuruştan 2’si çerçeveyi buldu. Beşiktaş’ın sahadaki geleceği uzun süredir salt Quaresma’ya endeksli. Portekizli futbolcu, rakibin sert savunma hattına girdiğinde belki Edu’ya pas vermekte zorlandı, ama bunun tüm pozisyonları kapsamadığına sanıyorum, futbol tutkunları da tanıklık etti! Bireysel becerisi hangi düzeyde olursa olsun Quaresma’nın forma giydiği her maçta Beşiktaş takım olgusundan uzaklaşıyor. Zira futbol takım oyunu. Kuşkusuz Portekizli her topa hükmederken tribünleri ayağa kaldırıyor, ancak Beşiktaş adına değişen pek bir şey olmuyor. Quaresma’yı idol yapmak forma satışını arttırıyor, ama bu ne hikmetse sahada skora yansımıyor. Quaresma doğmadan da Beşiktaş vardı, yokken de varolacak!