Maçı oynamaya bırak, daha maç günü bile gelmeden Mourinho’nun yönetime yönelik salvoları, olacakların adeta fragmanı gibiydi.
Mourinho yine sürprizini yapmış, haftalardır yüzüne bakmadığı Livakoviç’i (Sakat değilse birinci kalecidir) kaleye koymuştu.
Ünlü Sloven hakem Vincic, dün akşam kötü günündeydi. Karar standardı hiç yoktu. Her iki takım için de hatalı kararları oldu. Zamana oynayan Benfica oyuncularına gerekli yaptırımlarda bulunamadı. Talisca’nın ilk sarı kartı ile Mert’in sarı kartları manasızdı. 11’de Pavlidis’in golünün VAR müdahalesiyle iptali doğruydu.
Mourinho maçtan önceki basın toplantısında kendince topu yönetimin kucağına attı. Deyim yerindeyse yönetimi beceriksizlik, plansızlık ve vurdumduymazlık ile suçladı.
Konferans Ligi ilk maçında LausanneSport karşısında 1-1’lik beraberlikle sahadan ayrılan Siyah-Beyazlılar rövanşta tur için sahaya çıkıyor.
A Milli Basketbol Takımımız, Avrupa Şampiyonası’nın ilk gününde evsahibi Letonya’yı yerle bir etti, harika bir başlangıç yaptı. Kusursuza yakın oynayan 12 Dev Adam’da 5/5 üçlük olmak üzere 19 sayı atıp 4 de asist yapan Kenan Sipahı, maça damgasını vuran isim oldu
Altı maçın oynandığı haftada hakemler açısından zor maçlar oynanmadı. Bence maç sayısının az olduğu üçüncü haftaya hatalı VAR müdahaleleri damga vurdu.
Galatasaray’ın bugün verdiği mücadeleyi ben ‘Duvara Karşı’ deyimiyle açıklıyorum.
Ligin üçüncü haftası geride kalırken Trabzonspor üçte üç yaparak sezona mükemmel bir başlangıç yaptı. Oyuna ve oyuncu tercihlerine dair eleştiriler olsa da üç maçlık galibiyet serisi, sezon başlangıcı açısından alışılmışın dışında bir tablo ortaya koydu. Dün akşam tribünle bütünleşen Trabzonspor, özellikle ilk yarıda oldukça etkili bir oyun sergiledi. Tribünlerdeki coşku ve yoğunluk, taraftarların yalnızca oyunu değil, oyunun somut sonuçlarını da önemsediğini bir kez daha gösterdi. Bu birliktelik sezon boyunca sürerse, Trabzonspor mutlaka hedeflerine ulaşacaktır.
Birlikte büyümek ve gelişmek, haliyle birlikte eğlenmek! Bu ilke gündelik hayatta da futbolda da temel ilke olması gerekirken ikisinde de ayağımıza dolanıyor maalesef! ‘İnsan insan kurdu’ymuş ya, futbolda da bizim takımlar birbirinin ‘takozu’. Doğrusu ya çoğu haklı da! Çünkü bu eşitsiz futbol düzeni kendini daha zayıf görenlerin ‘oynamama’ konusundaki meşrulaştırma aracına dönmüş durumda aynı zamanda. Dün ilk yarı boyunca Trabzon’da da bu durum işledi. ‘Sıfır gol beklentili’ Antalya değil rakip kaleye orta sahaya dahi ulaşmadı desem abartmam. Gerçi Trabzon da ilk dişe dokunur atağını 35. dakikada yaptı ama ondan sonra devre bitene kadar iştahlı, işlevsel ve pratiktiler. O ana kadar yapamadıklarını deneyip Antalya’yı geri ittilerse de golü kornerden buldular. Ki o anda Antalya tam takım ceza sahasına yerleşmiş ancak kornerde öne geleceği herkes tarafından bilinmesi gereken stoper Savic’i arka direkte unutmuştu!