Umutsuz değiliz

Beşiktaş, Beşiktaş gibi oynasın yeter karşısında kim olursa olsun. Anfield Road'da ilk yarı Bilic'in taktik disiplini sahada iyi işledi. Rakip Liverpool tabii ki ataklar yapacak ama önemli olan ceza alanına sokmamak. Özellikle Motta'nın savunduğu sol kanattan etkili bindirmeler yaptı Liverpool. İngiliz takımlarının özelliği ilk 30 dakikada baskılı oyun ve gol. İşte Beşiktaş bu baskıyı çabuk kırdı ve dengeyi kurduktan sonra da az ama önemli pozisyonlar buldu. Veli'nin kafa şutu, Demba Ba'nın karşı karşıya atamadığı iki gol fırsatımız vardı. İlk yarıda daha canlı daha oyun içinde olan bir Sosa olsaydı daha iyi olurdu. Her şeye rağmen orta alanda iyi savaştık, rakibi durdurduk. Savunmamız zaman zaman acemice hatalar yaptı ama savuşturduk. Buradan iyi bir sonuçla dönme planlarının başında ilk yarıyı gol yemeden bitirmek ve rakibin direncini kırmak vardı bunu da başardık.

İkinci devreye baskılı başlayan Liverpool oldu. Beklenen bir durumdu ancak gereksiz panikler. Liverpool'un en büyük sorunu bu sezon gol atamadıkça gerilmesi ve ilk golü bulamadığı zaman dağılabilen bir takım. Tabii ki kendi sahasında skoru kabullenecek değillerdi. Ama bizim de bu yarıda bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Bilic 60'ta pek de gününde olmayan Sosa'nın yerine orta alana Oğuzhan'ı aldı. Son 20 dakikaya girerken rakip de, biz de bol pas hatası yaptık. Savunmada iyi savaşırken, ileriye giden toplar çabuk dönmeye başladı. Bu durum tabii ki lehimize değildi. Bilic yorulan Olcay'ın yerine daha çok tutan ve taşıyan Kerim'i aldı. Son bölümlerde topu bizde tutup rakibin temposunu düşürmeyi denedik. Kerim olsun, Gökhan olsun kanatlarda topu saklayıp Liverpool'un kimyasını bozmayı başardılar. Ancak maçın başından beri sağ kanattan etkili olmayı deneyen Liverpool, Ibe ile Motta'nın şarjından penaltıyı kazandı. Balotelli ile öne geçen Liverpool karşısında rövanşta asla umutsuz değiliz. İstanbul'da kontrollü oynarsak saha ve seyirci avantajını kullanıp bir üst tura geçebiliriz yeter ki inanalım.