Skibbe karışmazsa Cim Bom kazanır!

Hertha Berlin’i iki hafta önce Almanya’da Bochum karşısında izledim. 3-2 kazandıkları deplasmanda öyle ahım şahım bir takım olmadığı belliydi. Belki şimdilerde puan cetveline bakıp Bundesliga’daki yeri itibariyle çekinebilirsiniz. Ancak Bochum evinde, özellikle ilk yarıda müthiş hatalar yaptı ve orta alanda kaptırdıkları topları Hertha Berlin gole çevirdi.
Galatasaray için bu maçın şifresi belki de burada. Yani orta alanda top kaptırırsan canın yanar. Çünkü Brezilyalı Rafael, Sırp Kacar, Panteliç gibi etkili futbolcular hemen rakip kaleye sarkabiliyor. Beni endişelendiren, Galatasaray’ın da aynı Bochum gibi orta alanda hücuma çıkarken kaptırdığı toplarla goller yemesi.
Gelelim madalyonun diğer yüzüne; bu takımı aynı Lizbon’da Benfica’yı yendiğimiz gibi yenemez miyiz? Skibbe faktörü devre dışı bırakılıp, gerçek Galatasaray ruhu sahaya yansırsa yenebiliriz. Savunmada Friedrich (Alman Milli Takımı’nın stoperi) ve Simunic (Hırvat Milli Takımı’nın stoperi) uzun ve hava toplarında çok etkili iki isim. O nedenle böyle bir takıma havadan oynamak cinayet olur. Ama bu iki uzun oyuncunun bire birde ağır olması ve yan toplardaki zaafları iyi kullanılırsa, rahatlıkla gol bulabiliriz. Sıcağı sıcağına izlediğim Hertha Berlin önünde Galatasaray, kontrollü savunma yapar, kontrolsüz hücumlardan uzak durursa, istediği sonuçla İstanbul’a döner.
Kart cezalısı Ayhan’ın yokluğu tabii ki çok önemli. Ancak Alman ligini iyi bilen Barış ve Lincoln gibi futbolcuların yanı sıra kolay geçilebilen savunma karşısında Arda, performansını üst düzeye çıkarabilir. Ama Servet’in Metalist Kharkiv maçını aklından çıkarmaması lazım. Savunmanın hem ayağında topu düzgün tutması hem de ayağından çabuk çıkarması şart.
Unutmayalım ki deplasmanda yendiğimiz Benfica’ya, evimizde yendiğimiz Olympiakos 5 attı. Yani bu maça elmalarla armutları karıştırmadan çıkalım...