MENÜ

Sessiz kalmayın

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

“Saldırı; doğru kalemlere yapılmış en organize gözdağıdır. Bugün suskun kalırsak, ileride bin beteri olduğunda, kimse konuşmasın.” “EGE TV’de yaşananlara medyası toplu halde tavrını koymalı, suçlular ve teşvik edenler, en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.” "İnşallah bir daha da görmem" Yıllardır sporun içindeyim. Yıllardır televizyonda futbol ağırlıklı da olsa spor programlarının tümünü seyrederim. Ama böylesine ilk defa tanık oldum. Canlı yayında bir programın taraftar, pardon (!) tribün teröristleri tarafından basıldığını ilk defa gördüm. İnşallah bir daha da görmem. Her pazartesi olduğu gibi akşam evde televizyonun karşısında spor programlarını zaplarken gözüm Ege TV’ye takıldı. Zaman zaman bu bölgede, hakkında bilgi sahibi olmak için izlediğim “Futbol Dosyası” programı gerçekten seviyeli. Sunucusundan, konuklarına kadar yorumlar ve eleştiriler yapıcı düzeyde. Ayrıca saldırının hedefi olan Metin Gökalp’i de çok yakından tanıyorum. Kendisi profesyonel futbol oynamış ve eleştirlerini bilerek yapan dürüst bir isim. Ama bazı çevreler Latin Amerika modelini benimsemiş olmalı ki, eleştirilere yanıt olarak yayını basmayı yeğlemiş. Oysa bizler İstanbul’dan, İzmir’i çok güzel bilirdik. “Ah keşke emekli olsak da gidip İzmir’de yaşasak” diyen bir çok dostumuz vardır. Çünkü iklimiyle, Kordonu’yla, Karşıyaka’sıyla, turizm beldelerine yakınlığıyla gerçekten bir cazibe merkezi olarak tanırız İzmir’i. Ama pazartesi gecesi gördüğüm manzara ile bütün bu hayallerim yıkıldı. Türkiye’nin batıya açılan en önemli penceresi, modernliğin simgesi dediğimiz İzmir’de, bir televizyon kanalı 10-15 civarında futbol eşkiyası tarafından basılıyor ve programcılar tehdit ediliyor, tartaklanıyor. Belki çoğunuz görüntüleri izlememişsinizdir. Adamlar o kadar pervasızdılar ki, hiç kimseden çekinmedikleri her hallerinden belliydi. Ellerinde kutu biralar, birinin boynunda Karşıyaka atkısı, diğeri de görüntü almaya çalışan kameramana gözdağı veren hareketlerle dikleniyor. Daha sonra konuşmacıların olduğu masaya gidip çok saygıdeğer yorumcu Bülent Buda’ya da ellerini gözüne sokacak şekilde tehditkar tavırlarda bulunuyor. Bu görüntülerin tamamını, televizyona giriş ve çıkışlarına kadar izledim. Ve bütün bunlar o güzel İzmirimiz’de oluyor. Hiç kimse bana “Bir avuç serseri, kendini bilmez” filan diye eyyam dolu sözler söylemesin. Bunların hiçbiri bir avuç filan değil. Bunlar organize olmuş, bir yerlerden düğmeye basılarak tetiklenen çeteler. Bunlar stat terörünün infaz görevlileri. Aksi halde 15 kişi toplanıp, “Vay bizim takım hakkında kötü konuşuyorlar, hadi gidelim televizyon basalım” diyecek halleri yok. Her hallerinden belli ki, önce güvenliği etkisiz hale getirecek kadar bilinçli ve hazırlıklı kişiler. Bu saldırı; doğruyu konuşan ve yazanlara yapılmış en organize ve somut gözdağıdır. Bugün bu hareketi küçük tepkilerle geçiştirip, suskun kalırsak, ileride bin beterleri olduğunda, kimse konuşmasın. O nedenle EGE TV’de yaşananlara Türk medyası toplu halde tavrını koymalı. Suçlular ve suçluları teşvik edenler, en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Sevgili meslekdaşlarım, işimiz gerçekten çok zor. Adam televizyonu izlerken kızıyor ve elini kolunu sallaya sallaya televizyonu basıyorsa, durum vahim demektir. Yazımı yaşadığım bir anekdotla kapatmak istiyorum. Hiç unutmam, şimdi ismini vermeyeceğim bir ilin emniyet müdürüne, tribün terörü ile ilgili olarak ne yaptıklarını sormuştum. Açıkcası, “Ağzından salya akan bu adamları polis gördüğü halde niye tribünde tutuyor” diye sormuştum. Müdür beyin yanıtı, “Biz onları kamerayla tespit ediyoruz” şeklinde olmuştu. Demek ki kamerayla tespit edilerek alınan önlemler meyvesini vermeye başladı. İnfaz aşamasında gelinen nokta bu. Bundan sonrası malumunuz, “Er kişi niyetine” diye bitiyor...

YORUM YAZ