MENÜ

Ne umduk ne bulduk

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Çok gol atan ve çok gol pozisyonu veren mentalitenin milli takımda işlemediğini gördük. Üstelik Hakan Şükür olayında da, Ersun Yanal kendisini anlamsız bir şekilde köşeye sıkıştırmıştı. Artık tek çaresi vardı; başarılı olmak. Tepkilere Danimarka maçı biraz ilaç olmuştu. Ama dün gece Ukrayna karşısında özellikle savunması Yanal’ı yıktı. Gecenin günah keçisini Servet yaparsak haksızlık olur. Çünkü Servet her zamanki futbolunu oynadı. Genç futbolcu Fenerbahçe formasıyla Şampiyonlar Ligi’nde ne yaptıysa, dün gece de onu yaptı. İlk yarıda şunu anlayamadım; bu kadar kısa bir takım, neden 45 dakika ısrarla, havadan ve yandan ortalarla uzun Ukrayna savunması karşısında gol aradı. Bu olmayacak duaya amin demekti. ikinci yarıda tek şansımız oyun anlayışını değiştirmekti. Topu yere indirip, teknik kapasitesi zayıf ve ağır olan Ukrayna savunmasını hataya zorlamalıydık. Ama nedense havadan uzun toplarla gol arama hastalığı devam etti. Gökdeniz-Yıldıray değişikliği biraz olsun heyecan getirdi ama o da çok kısa sürdü. İlk yarı kendi sahanda oynuyorsun ve tek santrforun olan Fatih Tekke yere ilk kafa topunu indirdiğinde dakikalar 60’ı gösteriyordu. Herhalde bunun üzerine fazla söze gerek yok. Bu maçta sorulması gereken asıl soru şu; Madem böyle oynayacaktın, Hakan Şükür neden yok? Yenilgiye bahane aramak yerine, bu sonuç bize futbolda inadın ve duygusallığın yeri olmadığını öğretmelidir. Yazık oldu; iki basit hata ile gelen iki basit gol hayallerimizi büyük ölçüde yıktı diyebiliriz. Son dakikalardaki Shevchenko golü de, bir bakıma gecenin süsü oldu. Artık 2006 yolu çok ama çok uzaklarda...

YORUM YAZ