Kocaeli uykuda, Aslan işbaşında

Galatasaray maçına kadar tek gol bulmuş ve ligin dibine demir atmış bir Kocaelispor izlemiştik. İşte o Kocaelispor, karşılaşmanın hemen başında en etkili silahı Taner ile golü buluyor, kendisinden dört gözle bir galibiyet bekleyenleri umutlandırıyordu...
Ama hepsi bu kadardı. Ev sahibi takım, sahaya yorgun çıkan ve de çok önemli eksikleri olan rakibi karşısında bir türlü organize olamadı. Organize olmayı bir kenara bırakın doğru dürüst top bile yapamadı, oyun kuramadı. Birbirinden deneyimli isimleri kadrosunda bulundurmasına rağmen golden sonra iş bitti sanan Kocaelispor’u uyandırmaya Baros’un beraberlik golü de yetmedi. Bu golde savunma ve kalecinin faul beklentisiyle -ki faul varsa bile- duraksaması da akıllarda kalan bir ayrıntıydı.
İkinci yarıda Galatasaray rakibini çözmüş olarak sahaya çıktı. Kocaelispor’un topla oynamaya pek niyeti yoktu. Aslan’ın biraz ağırlığını hissettirmesi bile farka yetti. İkinci Galatasaray golünde de Kocaeli savunmasının hatası en az Lincoln’ün şık pası kadar etkiliydi. Durum 2-1 olduktan sonra Engin İpekoğlu değişikliklerle oyuna müdahale etmek istedi ama işe yaramadı. Galatasaray’da ise durum tersineydi. Oyuna sonradan giren Yaser ve Alparslan, sahadaki arkadaşlarının yükünü hafifletti. Hatta Alparslan bunun bir adım önüne geçip, şık bir asistle Skibbe’ye de mesajını iletti. Maçta perdeyi ikinci golüyle kapayan Baros da isabetli bir tercih olduğunu gösterdi.
Bu maçta Kocaelispor 2-0 da öne geçse kazanacak bir görüntüde değildi. Sezon başında adından söz ettiren Yeşil-Siyahlılar, toparlanmazsa bu yarışta işleri çok zor, bizden söylemesi.