Arama

Popüler aramalar

Doğruyu geç anladık!

Haberin Devamı

Zagreb’de sahaya ilk maçta teslim olmuş olmanın dayanılmaz ağırlığıyla çıktık. 3-0’lık yenilgi sonrası teknik kadroya ve futbolculara yapılan ağır eleştirilerden sonra kimsenin bir beklentisi kalmamıştı bu 90 dakikadan. İşte bu rahatlıkla, biraz da zorunluluktan Hiddink değişik bir 11 sahaya çıkarttı. Ama bence değişik olması değildi önemli olan. Önemli olan, taktik anlayıştı. İlk maçta oynamamız gereken taktik anlayışı maalesef Zagreb’de uygulamaya koyduk. Çift forvet ve arkasındaki 4’lü orta alanla dengeli bir mücadele sergiledik. Belki de oyunun başında onların İstanbul’da bize yaptığını biz onlara yapıyorduk. Top önce direkten, 6 pasta Kazım’ın vuruşunda ise kaleciden döndü. Gerçekten o dakikada golü bulsak çok farklı şeyler olabilirdi. Çünkü bu pozisyon bile Hırvatlar’ın kimyasını bozdu ve uzun süre toparlanamadılar. Hiddink ilk yarı bitmeden Caner’i alıp Gökhan Töre’yi oyuna soktu. Zaten gereksiz bir sarı kart gören Caner’in ofansif anlamda da oyuna katkısı yoktu ve doğru bir değişklikti. Gerçi Caner oyundan çıkarken yardımcı Oğuz Çetin’e tepki gösterdi ve fazlasıyla şaşkındı. Şu maçın ilk yarısı bile bize ‘yazık oldu’ dedirtti. Çünkü Hırvatlar gerçekten eleyebileceğimiz bir takımdı. Üstüne gidilebildiği zaman dağılan ve hata yapan bir ekip, yeter ki gidebilelim. Bizim hatamız ya da A Milli Takımı oluşturanların en büyük hatası; hiçbir zaman oyunu dikine oynayabilen bir ekip oluşturmamaları. Bizim en büyük hastalığımız yan pas ve düşük tempo. Bunu aştığmız anlarda tempoyu yükseltip, çabuk oynadığımızda her rakibe üstünlük sağlayabiliriz. Dün gece bir başka şeyi daha gördük. Belki ilk maçtaki sonuçtan diyebilirsiniz, ama TT Arena’da forma giyip, dün gece oynamayan futbolcuları kimse aramadı. Burada onları yermiyorum, haklarını yemek hiç istemem. Ama milli takım kişilerle özdeşleşmemeli. Milli forma kişilerin hegemonyasında olmayan, milletin takımı olmalı. 30 kişilik bir listeyle seçilen Türk Milli Takımı olmamalı. Bu anlayışı değiştirirsek, özgüveni sağlarsak ve inandırırsak düzlüğe çıkarız. Küçük hesapları bırakıp büyük düşünelim, ben değil biz olalım.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Bu oyun yetmez‘’

16 Kasım 2011, Çarşamba 11:00
YAZININ DEVAMI