Yalancının mumu!

Dünya Kupası yolunda geçtiğimiz cuma günü İstanbul’da Romanya maçı var. Aynı gün çok emin olduğumuz bir kaynaktan bilgi geldi. İdman öncesi soyunma odasında kavga olmuş. Araştırdık. Dünkü gazetedeki olaydı bahse konu. Kaptan Emre, bu tarihi maçlar öncesi arkadaşlarını iyi niyetli olarak uyarıyor.
Diyor ki, “Arkadaşlar kimse sakatlık ya da benzer bir şeyin arkasına sığınmasın. Herkes özverili olsun, şu iki maçı alalım...” Sakatlığı olan Selçuk İnan alınıyor. Biraz da içerliyor.

Bahaneleri sakatlık oldu
Benzer şekilde karşılık veriyor. Olay tartışmaya dönüşünce, Volkan; Selçuk’u alıp arka tarafa götürürken, “Kaptanla bu tür konuşmaya gerek yok” diyerek de dikkat çekiyor. İşte olay burada patlıyor. Durumu farklı anlayan Burak; Volkan’ın, Selçuk’a saldırdığını düşünüp, fiziki hamle yapıyor.. Ve araya giren diğer oyuncular ortamı sakinleştiriyor. Daha sonra Abdullah Avcı kurmayları ile toplanıp olayı değerlendiriyor. İki oyuncu sakatlıkları da bahane edilerek kadro dışı bırakılıyor.

Fazlası yok, eksiği var...
Maç günü öğrendiğimiz ve teyit ettirdiğimiz olayı, sakladık. Çıkar düşüncesini de içimizde tutarak. Zira sonuçta milli takım hepimizin! İki maçın geçmesini bekleyip, ardından haberleştirdik. Haberimiz gündemin ilk sırasına oturdu. Ulusal, bölgesel ve yerel medyanın gündemindeki ilk maddeydi. Ne hikmet ise futbol federasyonu ancak öğleden sonra uyanabildi! Sözde bir tekzip metni yayınladı. Klasik hale gelen doğru haberi yalanlama geleneğini sürdürdü. Zaten Yıldırım Demirören başkanlığında Beşiktaş’ta bunlara alışmıştık. Başkanın aynı uygulamayı sürdürmesine şaşırmadık. Bizi asıl üzen; patronu olduğu gazetelerdeki meslektaşların, atladıkları haberi (ki, bilselerdi yine veremezlerdi kanısındayız) karalama yoluna gitmeleriydi. Fazlası yok, eksiği çok bu özel haber konusunda federasyon sabahtan akşam saatlerine kadar araştırma yaptı. ‘Nasıl ve kim tarafından çıktı?’ diye... Bulamadı. Akşama doğru sözde tekzip geçebildi.

Çok şey dışarı sızar
Bu biz de kalsın. Ben de TFF gibi yanlış adres göstereyim! Milli takım kampını Beşiktaş tesislerinde yaparsan, her şey olmasa da, çok şey dışarı sızar! Maçtan 5 saat önce Tunay Torun’un ilk 11’i sms yolu ile açıkladığı gibi! Sonuç olarak olay, tarih, yer ve kişileri ile ortada. Bazı eksikler olsa da, gerçek bu. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bakalım TFF bunu değiştirebilecek mi! Demirören başkanlığındaki yönetime tavsiyemiz, olayları yalanlama yerine, şeffaf davranıp gerçeklerle yüzleşsin. Brezilya’ya ancak böyle kapak atarız.

***********

Emre haklıydı

Geçmişte hep suçlu taraf ilan edilen kaptan Emre’nin son yaşanan kavga öncesi tek amacı, takım arkadaşlarını Romanya ve Macaristan maçlarına motive etmekti.

Bugüne kadar hem oynadığı kulüplerde hem de milli takımda yaptığı davranışlarla tepki çeken Emre Belözoğlu, son olayda arkadaşlarının Romanya ve Macaristan maçına motive etme adına haklıydı. Yaşadığı olaylar sonrasında uzun süre gündemden düşmeyen Emre, gerilimli anlarda ve doğru zamanda, doğru cümleleri kullandı. Çünkü geçmişe baktığımızda Ay-Yıldızlılar’ın kaptanı hep suçlu ilan edilmişti.

Kocaman’a şikayet etti
İşte Emre’nin dikkat çeken bazı olayları; 12 Eylül 2007: Macaristan maçında gol attıktan sonra basın tribününe el hareketi yaptı. 9 Mart 2009: Kayserisporlu Cangele’nin kendisine yaptığı faul sonrasında, ‘senin boğazını keserim’ hareketinde bulundu. 11 Kasım 2011: TT Arena’daki Hırvatistan maçında golde hatası olduğunu düşündüğü Gökhan Gönül’e kızınca, ikili tartıştı. 7 Aralık 2011: Galatasaray derbisinin ilk yarısında kenara gelen Emre, takım arkadaşı Bienvenu’yü kötü oynadığı için Aykut Kocaman’a şikayet etmişti. Kendisi çıkınca da, “Bu takımda ilk çıkacak ben miyim?” demişti. 12 Aralık 2011: Bursaspor deplasmanında Serdar’ın sakatlığında taca attığı topun kendilerinde kalması gerekirken, Baroni tarafından rakibe atılmasına sinirlenen Emre yine bağırıp çağırmaya başlamış, ikili arasında tartışma büyüyünce Aykut Kocaman montunu yere fırlatmıştı.