MENÜ

Aman Avcı vurma beni!

Abone Ol Google News

Rahmetli Barış Manço ne güzel söylerdi; Aman avcı vurma beni Ben yaralı ay balam yaralıyam Yaralıyam ben yaralı.. Böyle uzayıp giden mısralarında... Başkan Fikret Orman’ın durumunu andırıyor sanki. Başkan yaralı. Sıkıntılı ve bazı konulardan çıkmazlarda. Çaresiz... Kulüp ekonomik kriz yüzünden nakit akışını sağlayamıyor. Personel maaşlarına dahi yansıyor durum. Sportif anlamda başarısızlık ortada. Para ve prestijin olduğu Şampiyonlar Ligi hayal oldu. Kongre sonrası Orman, yeni yönetim anlayışını uygulamaya koydu. Transfer ve futbol komitesi kurmayıp, polemiklere imkan tanımadı. Doğru yol izlenip, önce idari yol haritası belirlenmiş oldu. Artık transferi direk başkan ve vekili Serdal Adalı yapacak.

Haberin Devamı

Başkan inandı, getirdi

İşte böyle bir ortamda, Orman risk alıp Abdullah Avcı’ya takımı emanet etti. Avcı; taraftarı, camiası medya ilgisi, mali sıkıntısı ve tribün baskısı olmayan belediye takımında görev yaptı. Kısa bir dönem de milli takımın başında kaldı. Kulüp bazındaki çıkışını, burada gösteremedi. Başkan, Sergen Yalçın’ı ısrarla isteyen taraftara rağmen, Avcı ile anlaştı. Tribünlerin, ‘Yere yatsana, yere yatsana, Abdullah Avcı yere yatsana’ tepkisi hafızalarda. Ancak bundan daha büyük tepki duyulan Burak’ın durumu da ortada. Başkanın, inanıp, güvendiği Avcı, artık büyük sorumluluk altında. Yere yatmayıp, ayakta kalmak zorunda. Beşiktaş forması zaten ilk iki içinde yer alıyor. Üstüne biraz koyabilir ise ıskaladığı şampiyonluğu yakalar. Aksi taktirde taraftarın sesine kulak verip, yatar!

Haberin Devamı

Hem suçlu hem güçlü

Atalay Demirbaş adında biri, yönetici Umut Güner’e, kulüpteki ticari işlerinde yardımcı olması karşılığında, 400 bin liralık saat hediye ettiğini açıklıyor. Sonra da iş olmadığı için, saati geri alma talebinde bulunduğunu söyleyip haberler yaptırıyor. Şimdi önce Güner’i tebrik ediyorum. Böyle iş yapmaya kalkan birine , kulüpten iş verdirmediği için.

Bu iddiaları ortaya atan şahsa da şunları sormak gerek.

-Verilen hediye geri istenmez. Öyle ise bu rüşvet değil mi? -Bu kriz ortamında bu bedelli saati, neye karşılık verdin?

-Bahse konu olan iş hayata geçseydi yine geri alma talebiniz olacak mıydı? -Diğer işlerinizi de böyle mi çözüyorsunuz?

-Bu yaptığınızın suç olduğunu biliyor musunuz?

Her iki taraftan da açıklama bekliyoruz.

En küçük habere sözde tekzip geçenlerin, şimdi sus pus kalmasına da anlam veremiyoruz.

YORUM YAZ