Arama

Popüler aramalar

Dersimiz Alex

Abone OlGoogle News

Dersimiz Alex

Ligin ilk yarısında Alex için yazılanları hatırladıkça hâlâ tüylerim ürperiyor. Ligin ikinci yarısında ise o kalemlerin nasıl ‘U’ dönüşü yaptıklarına hep gülmüşümdür. Fenerbahçe Kaptanı; NTV ve NTV Spor’da ortak yayınlanan ‘Yüzde 100 futbol’ özel programında hem güzel konuştu hem de ders verdi. Tabii anlayanlara...

Haberin Devamı

Dedi ki; “Mesut Özil aynı oyun karakteriyle Türkiye’de olsa eleştirilirdi...” Kaptan’ın teşhisi süper.
Üstüne üstüne gidilir, bir de ahkâm keserdik; “Yanlış yerde oynuyor. Çok ağır. Pasları yerini bulmuyor. Kondisyonu yeterli değil. Baksanıza koşmuyor bile...”

Ayrıca nasıl oynaması gerektiğini de bir güzel anlatırdık! Alex’in konuşmasında en hoşuma giden bölüm de şu oldu: “İnsanlar bırakın benim yavaş oynadığımı düşünsünler. 16 senedir öyle düşünüyorlar. 16senedir de ben kendimi ispatlamaya devam ediyorum...” Kaptan, sen kendini çoktan ispatladın... Bırak onlar düşünmeye devam etsin!

Adnan Polat dik duruşundan ödün vermedi

“Seçim kararı al, seni ibra edelim...” Bu teklif size yapılsa kabul eder miydiniz? Bu sorunun cevabı elbette ‘hayır’ olurdu ve Adnan Polat da bunu yaptı. Buraya kadar her şey normal.

Haberin Devamı

Seçim bitti, şimdi yorumlar başladı: “Daha önce duayenlerin uyarısını dinlese bunlar olmazdı” diyenler ortalıkta cirit atmaya başladı. Bunu yazanlara, konuşanlara soruyorum; “Allah aşkına Polat çocuk mu? Yahu, adam yıllardır Türkiye’nin en büyük holdinglerinin en tepesinde oturuyor. Başarılı bir iş adamı niye ‘şöyle yap, böyle yaparsan iyi olur’ diyenleri dinlesin ki...”

Mali yönden ibra edildi, idari yönden ‘hayır’ dendi. Oysa, “Galatasaray benim için gönül hikayesi. Ben Galatasaray’ın aşığıyım” diyen Polat, “Haziran ayı içinde şu gün kongre yapacağım. Gelin kararı şimdi burada alalım” dese, mali yönden olduğu gibi idari yönden de ibra edilmiş olacaktı. O, baştan sona dik bir duruş sergiledi ve sonuna kadar savaştı. Olmadı.. Ve de kongre, Polat açısından son derece dramatik sonuçlandı.

Bunu “İnadının bedeli ağır oldu” veya “Polat’ı linç ettiler” diye yorumlayanlar da var. Adnan Polat hata yapmadı mı? Elbette yaptı; Zaten kendisi de bunu defalarca söyledi. Ancak bu şekilde gidişi hak etmedi. Şimdi deniyor ki; Galatasaray mahkemeye gidecek. Böyle bir şey olursa, zaten karışık olan ortam bu kez daha da içinden çıkılmaz hale gelir. Polat ve arkadaşlarının, kongredeki havayı gördükten sonra bu yola başvuracaklarını hiç sanmıyorum.

Bunları aş artık Arda


Şu Avusturya Milli Takımı’nda oynayan futbolculardan bir tanesi bile Türkiye’de ‘Dört Büyükler’in ilk onbirinde zor forma giyer... Bu bakımdan alınan galibiyeti gözümüzde fazla büyütmemeliyiz. Ayrıca ikincilikteki en büyük rakibimiz Belçika’nın, Avusturya’yı hem de deplasmanda 2-0 yendiğini de unutmamalıyız.

Maçın kilit adamı şüphesiz Arda’ydı. Rıdvan Dilmen de TV’de anlattı. Maç öncesi kendisine “Kilit adam kim olur?”diye sormuş; Arda da “Ben” diye cevap vermiş... Arda’yı anlatmaya lûzum yok... Zaten topu ayağına aldığı anda futboldan anlamayan bile farkı görür. Şık bir gol attı, galibiyetin kapısını açtı; Bu gol aynı zamanda Avrupa Şampiyonası için bizleri umutlandırdı. Buraya kadar her şey güzel değil mi?

Haberin Devamı

Ancak, Arda’nın golden sonra tribünlere dönerek, “Bunu yazın, bunu yazın” diye elleriyle işaretler yapmasına bir anlam veremedim. Kendisi, “Basın tribününe yapmadım, gereken mesajı alır zaten” şeklinde bir açıklamada bulunmakla yetindi.

Sezon sonunda İspanya’ya gideceğine mutlak gözüyle bakılan genç yıldızımız, iyi oynadığı zaman nasıl övgü yağmuruna tutuluyorsa; kötü oynadığı, özel yaşamına dikkat etmediği zaman da elbette eleştirilecek.
Haa... Eleştirilerin dozu bazen fazla kaçıyor, orası doğru. Ama, Arda gibi topluma mâl olmuş bir futbolcunun artık bunları aşması lazım...

Nihat’ı özledik

Sakatlıklar, formsuzluklar Nihat Kahveci’nin yakasını hiç bırakmadı. Biraz da Schuster’e kendisini beğendiremedi. İspanya’da golleriyle tribünleri ayağa kaldıran Nihat, artık hazır duruma gelmiş... Geçtiğimiz hafta antrenman maçında Guti’nin takımını 4-1 yenerlerken attığı 3 golle yöneticilerin yüzünü güldürmüş... Nihat talihsiz günler geçirmese; inanın Beşiktaş puan cetvelinde bugün çok üstlerde olurdu. O’nun dilinden çok iyi anlayan Tayfur Havutçu’nun Nihat’la Beşiktaş’ı şaha kaldıracağına inanıyoruz...