Arama

Popüler aramalar

Türkiye'de yayın hakkı ve ihalesi

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Türkiye Futbol Federasyonu yeni yayın ihalesini yapma hazırlığı içinde. 1994’te 7,2 milyon Dolar ile başlayan yolculuk on altı yıl sonra 300 milyon Dolar seviyesine doğru hızla yol almakta.

Taslak şartnamede bu kez biraz değişiklik yapılmış ürün ikiye ayrılmış, A paketinde Turkcell Süper Lig’den 4 canlı maç şifreli verilecek, B paketinde ise Bank Asya 1.Lig’den 3 maç canlı olarak yayınlanacak ve Turkcell Süper Lig maçlarının geniş özeti şifresiz olarak yayınlanacak. A paketinden 200-250 milyon Dolar seviyesinde bir gelir olur diye düşünüyorum. B paketi de 30-40 milyon Dolar civarı bir gelir elde edilebilir. Toplamda ihale 230-270 milyon Dolara bitecek gibi görünüyor normal şartlar altında...

Ancak Kulüpler Birliği ve Başkanı ile TFF Başkanı arasındaki gerilim ihalenin normal şartlar altında geçmeyeceğinin işaretini veriyor. Bunun dışında ihaleyi domine etmesi beklenen Digitürk ve Türk Telekom-TRT konsorsiyumu için bu ihalenin hayati önem arz etmeside ayrı bir gerilim konusu.

Digitürk için çok önemli
Digitürk yaklaşık 10 yıldır yayıncı kuruluş konumunda. On yıl boyunca platforma üyelik sayılarını 2 milyona yaklaştırdılar. Digitürk’ün spor dışı içerik ekibinin çok başarılı performansının etkisi büyük bu sayıya ulaşmalarında ancak Turkcell Süper Lig maçlarını seyretmek için abone olanların sayısı ise hala bir milyon abonenin altında kalmış gözüküyor.

Süper Lig maçlarının yayınları bir dijital platform için en önemli içeriktir. Platformun lokomotifidir futbol. Yayın hakları ihalesini kaybettikten sonra Teleon ve Cine5’in ne hale geldiğini hatırlarsanız, Digitürk için ihalenin önemini daha da iyi kavrarsınız. Futbolun önemi Çukurova grubu için sadece Digitürk ile sınırlı değil elbette grubun bir başka iştiraki İnteltek Türkiye’deki monopol bahis sektörünün baş bayii ve işletmecisi konumunda.

Dünyada artık benzerine çok rastlanır biçimde Yayıncı Kuruluş-Bahis Şirketi ortaklıklarının bir türevi olan Digitürk-İnteltek birlikteliği de stratejik bir başka konu Çukurova Grubu adına.

Sayın Mehmet Emin Karamehmet’in dost meclislerinde “1 milyar Dolar da olsa alacağım” demesine rağmen, ihalenin yıllık 300 milyon Dolar’ın üstüne çıkması Digitürk adına ciddi ticari sorunları da beraberinde getirecektir.

‘Hakem suçları inceleme!’

Lig TV’nin son 10 yılda yayıncılık adına ortaya koyduğu işler, yapılan stratejik hatalar, abone sayısına da yansımış durumda. Bunların başında İddaa gibi bir itici güce sahip olmalarına rağmen 5-6 milyon Dolar daha verip dünyadaki tüm futbol liglerinin Türkiye yayın haklarını almamalarını gösterebiliriz.
2000’li yılların başında İtalya-İngiltere-İspanya ve Almanya liglerinin Türkiye hakları toplam birkaç yüz bin Dolar seviyesindeyken bu ürünleri toplayıp Türkiye’de futbolun tek adresi olabilselerdi şimdi hem İddaa hem Digitürk çok daha farklı yerlerde olurdu. Bu duruma son birkaç yıldır uyandılar ancak artık geç kalınmıştı.

Spor yayınlarının başında olanlar alaturka bir zihniyet ile futbolun siyaseti ile ilgilenmekten asal işleri olan yayıncılık ve geleceği üzerine orta ve uzun vadeli prodüksiyonlar geliştiremediler.

Lig TV, yayıncılık adına dünyadaki benzerleri ile rekabete giremedi. Teknolojik olarak yenilense de yönetsel zihniyet kendini çağa uyduramadı. Dört büyük takımın maçları dışında diğer takımların lig maçlarının yayını konusunda Federasyon ile anlaşma zemini bulamadı. Yapılması gereken diğer programlarla da kanalın içeriğini zenginleştiremediler.

Üstelik dakikalarca süren “hakem suçları inceleme” bölümleri ile kendi ürünlerinin güvenilirliğini doğal olarak da markanın değerini tahrip ettiler, dünyada eşi benzeri görülmemiş şekilde.

Telekom’un işi kolay değil
İhalenin diğer tarafında duran Telekom-TRT konsorsiyumunun da kendi avantajları ve sorunları bulunmakta. Türkcell’in bayrağının dalgalandığı her yere Telekom ve grup şirketlerinin sancağını dikmeyi kafasına koymuş olan Poul Doany’nin kararlılığı bu ihalenin tavan noktasını belirleyecek.

Türk Telekom için yayın hakları ihalesi oldukça önemli. IPTV ve diğer bilişim, iletişim ve telekomünikasyon hizmetlerinin gelişimi için futbol yine hayati önem arz ediyor. Üstelik Türk insanının alışkanlıklarına ve potansiyeline bakarsak Türk Telekom, Fransa ve Belçika’daki başarılı türdeşlerinden çok daha büyük başarılar elde edip bu alanda dünyanın zirvesine çıkabilir.

Futbolun çekiciliği ile 5 ila 8 yıllık vadede doğru stratejilerle Türkiye genelinde 20 milyonun üstünde aboneye ulaşabilirler. Şirketin mali durumu ve teknolojik alt yapı potansiyeli buna müsait ancak onlarında sorunu insandan kaynaklanıyor yine.

Devletin ortaklığı hem avantaj hem dezavantaj yaratıyor Telekom’a. Özellikle yayıncılık altyapısı açısından teknik donanımı kuvvetli bir yönetsel ekibe sahip değiller. Bunun üzerine içerik açısından gelecek siyasi baskıları ve adama göre iş dayatmalarını eklersek Türk Telekom içinde işlerin çok kolay olduğunu söyleyemeyiz.

Prodüksiyonu TFF üstlenmeli
TRT ise her geçen gün doğru işler yapmaya devam ediyor. B paketi için biçilmiş kaftan. Bundesliga, NBA ve F1 gibi önemli ürünleri topluyorlar yavaş yavaş. Digitürk’ün zamanında yapmadığını yapıyorlar. Yayın ekibini ve içeriği nasıl kurgulayacaklar, bunu zaman gösterecek. Tek sorun bence burada, TRT için.

İhaleye Avrupa’da neredeyse hiçbir futbol yayın hakkı ihalesini sektirmemiş ve Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini çok iyi bilen Murdoch ve Doğan Grubu da girebilir, onlardan da zaman içinde somut bazı adımlar görebiliriz.

Kimse alınmasın ama benim ihale paketlerine birkaç itirazım olacak. Türk Futbolunun marka değerini arttırmak ve izleyicilere daha kaliteli yayıncılık yapmak adına dünyadaki diğer örnekleri gibi maç yayınlarının prodüksiyonunu TFF üstlenmeli. Yayın prodüksiyonunu ayrıca ihale etmeli. Bunu layığı ile yapacak birçok şirket mevcut yurtdışında.

Hindistan’da bile var!
İkincisi Süper Lig maçlarının tamamının canlı yayınlanması konusudur. 2010 yılında hala 4 büyüklerin yayın hakkı var da diğer 14 takımın yayın hakkı yoksa bugün Kulüpler Birliği, gerçek anlamda kulüplerin birliği filan değil abilerin yönettiği izci oymağı konumundadır.

2010 Dünyasında, Hindistan Ligi’nde bile 4 maç canlı olarak yayınlanıyorsa yine bugün yayıncı kuruluşun spor kanallarında Coritiba-Fluminense, Rostov-Rubin Kazan ve Stoke City-Wigan maçları canlı yayınlanıyor da hala Bursaspor-Eskişehir maçı Federasyon engeline takılıyorsa kim kaç para verirse versin Türk Futbolu bir adım daha ileriye gidemeyecektir zihniyet açısından. Paranın büyüğü yine 3 İstanbulluya akacak, borçlar milyar dolarları aşacak sonra yine onlar çalacak yine onlar oynayacak. Bari bu sefer yayın haksızlığı yapılmasın, yayın hakkı ihalesi yapılsın da “Uğur” artık oynatmasın.