Tarihi fark olurdu
Johnson’lu galibiyetten bu yana... Sarı-Lacivertliler açısından maçın özeti Stoch’un direkten dönen topu ve Muslera’yı “gerçek Galatasaraylı” yapan Alex golüydü. Sonrası hiç! Galatasaray biraz şanslı, biraz sakin, biraz becerikli olsa, daha ilk yarıda 5-0 yapar, ikinci yarıda da 6 Kasım’daki 6-0’lık skorun rövanşını, 7 Aralık’ta 7-0 ile alabilirdi.
Aykut Hoca maçın en başında yapması gerekeni, ikinci yarının başında yapmaya çalıştı; yani maç elden gittikten sonra... Bu kadar baskıyı ligin herhangi sıradan bir takımı bile yemezdi ve yemedi zaten TT Arena’da. Skorun insaflı bir sınırda sabitlemesi de Fenerbahçe’nin şansıdır. Maç 1-0 bile bitse, bu, Fenerbahçe’nin futbol ve mücadele anlamında ezildiği gerçeğini değiştirmez/değiştiremez. Geçmiş olsun! Kader de, konjonktür de, statüko da, medya da, hukuk da, iddianame de topyekün Galatasaray’dan yanaydı. Hatta Fenerbahçe’nin bizzat kendisi bile... Bin bilmem kaç yüz gün sonra hepsinin ortak isteği gerçekleşti. Bilica, Fenerbahçe’nin içindeki Truva atıydı. Fatih Terim’in oyuncularının tamamı Galatasaray’a toplamda O’nun kadar faydalı olmadı. Savunma lehine değil, iddianame sahiplerinin lehine çalıştı.
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe sonunda acı gerçeğin duvarına tosladı. Hem de hiç olmaması gereken bir haftada ve hiç olmaması gereken bir rakip karşısında... Yakışıksız bir zamanda, yakışıksız bir görüntü ve yakışıksız bir hezimet oldu.
Haberin Devamı ›
Sözün özü “birkaç iyi adam”, “birkaç iyi maç” ve “birkaç iyi performans” bu ligi koparmaya, toparlamaya ve götürmeye yetmez. Gidenlerin boşluğunun en iyi şekilde doldurulması mutlak şart. Nokta transferler için şimdiden tespitler ve çalışmalar başlamış olmalı. Yoksa yandı gülüm keten helva... Lig, iddianameden bile beter eziyete döner.