Arama

Popüler aramalar

Tanrı istemezse...

Haberin Devamı

Fenerbahçe Devler Ligi’nde ön eleme oynamak ve elenme riski almak için elinden gelen her şeyi geçen sene yapmıştı. Transferi geciktirerek yönetim, maçta da futbolcular farklı mağlup olup daha ilk karşılaşmanın ilk yarısında elenmeyi garantilemek için her fırsatı sundu.

Medyamızın küçümsediği rakip, halı sahada antrenman yaparmış rahatlığında bir yığın pozisyon bulup, akla zarar biçimde harcadı. Hatırlatalım; Türkiye, Dünya Kupası’nda yoktu ama İsviçre önüne gelenle kedi-fare oyunu oynayan İspanya’yı çaresiz bırakıp mağlup eden tek takımdı.

Fenerbahçeli futbolcular rakibi hep seyretti. Gazları da, frenleri de, balansları da bozuktu. Topu alan her rakip futbolcu elini kolunu sallaya sallaya, sorgusuz sualsiz, geze geze, dura kalka ceza sahasına kadar girdi. Rahat rahat evirdi çevirdi, eveledi geveledi, sonra ya ortaladı ya da vurdu.

Emre ve Stoch’un golleri organizasyon ve vuruş bakımından zeka doluydu. Yenilen gol ise göstere göstere ağır çekimde geldi. Piyango gibi ikinci golün ardından Kazım yine sahne alıp Kazımlığını yaptı. ‘Gezici kuvvet’ Stoch’un ilk gol sevinci de kursağında kaldı.

Bu aciz ve ucuz futbola rağmen bu beraberliğin bile lugattaki tek karşılığı ‘mucize’dir. Ve tarih de işini mucizelere bırakan toplumların hezimetlerinin arşivinden ibarettir.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Bunun adı rezillik!‘’

29 Temmuz 2010, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI