Suçlarken suçüstü olmak!
Haberin Devamı ›
Kazım ile ilgili iddialar bulanık ama anlaşılan o ki, medyanın inancı net. İnsaf yoksunu, hoyrat ve telaşlı bir toplu infaz fırtınası esiyor.
Elbette bu tutumun öznesi Kazım değil; Fenerbahçe... Bilgi ya da belge değil, ‘rövanş’ duygusu üzerinden hareket ediliyor. Öyle haber tekniğinden uzak bir dil kullanılıyor ki; suçlama yöneltirken ‘suçüstü’ oluyorlar.
Kazım şımarık, densiz ve küstah tavırlarıyla antipatik olmayı isteyen ve başarabilen bir çocuk. Bunu saklamaya çalışmanın anlamı yok. Peki şike yapar mı? Bilemem, kefil de olmam!
Asıl soru şu; Fenerbahçe’nin açık farkla galip geldiği maç nasıl şike olabilir? Açık farkla mağlup olsa hadi yine ‘belki’ diyebilir insan... Burada ağır bir mantık hatası yok mu?
Ne fark eder ki? Zaten mesele Kazım’ı değil, Fenerbahçe’yi parçalamak, yok etmek ve mümkünse atomlarına kadar ayrıştırabilmek meselesidir. Sehpayı kuran, ilmeği geçiren ve sandalyeyi tekmeleyen de dillere pelesenk olmuş ‘Fenerbahçe Medyası’dır!
Evrensel hukukun bir numaralı ve değişmez kriteri şudur: Aksi ispatlanıncaya kadar herkes masumdur. Ancak sözkonusu Fenerbahçe olduğunda durum vahim bir şekilde çarpıtılır, ilkenin yerini ilkellik alır. Kriter de ya kratere ya da krakere döndürülür. Hukuk ağır bir tahrifata ve tahribata uğrar, hatta iğfal edilir.
Türkiye’deki düzende, Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler, aksini kendileri ispat edinceye kadar suçludurlar. Yani suçlayan değil de suçlanan aksini ispat etmek zorundadır. Bu, yüzyıldır geçerli olan gizli hukuktur. Sahada da öyledir, saha dışında da... Fenerbahçe lehindeki olay kuşkulu ve şaibeli, aleyhindeki her olay tartışmasız doğrudur. Fenerbahçe lehindeki her düdük tartışmalı, aleyhindeki her düdük tartışmasızdır.
Dönün Cihan Oskay muammasına... Adnan Polat’ın eş durumundan patronu olduğu Serhat Ulueren, ‘iddia’ değil de ‘itiraf’ başlığıyla pompalamıştı iftira sayılabilecek şeyleri... Medyadaki baronlar ve şeyhler de iftihar edip el üstünde tutuyor o yüzden hâlâ... Ayrıca sadece Fenerbahçeli iseniz doğuştan taraflı ve olağan şüphelisinizdir. Onların dışında kalanlar doğuştan tarafsız ve masumlardır. Güney Kore’deymiş gibi, Cunda Adası’nda şezlongtan canlı bağlananlar bile...
Adı ve telefon konuşmaları somut olarak şike, pasaport skandalı, çete dosyalarında yer alan isimler de en prestijli ekranlarda yorum yapıyorlar. Çünkü renklerden kurtarıyorlar, çünkü müttefik kardeşliğidir aslolan.
Ahval ve şerait tam da böyleyken, Fenerbahçe Yönetimi tuzağa düşüp sağa sola cevap yetiştirmek yerine, sahada mücadelesiyle ezen bir takım kurmaya uğraşsın. Bu becerilebilirse, saçmalıklarla boğuşma dönemi de sona erer zaten.