Stres kırığı

Fenerbahçe zirve yürüyüşünü kayıpsız sürdürmek, geçen yıl yaşadığı kazayı tekrarlamamak derdindeydi.
Bursaspor ise zirvede ‘olmak ya da olmamak’ hesabındaydı. Çok şey kazanabilecekleri ama hiçbir şey kaybetmeyecekleri bir geceydi.
Haberin Devamı ›
Sarı-Lacivertliler maça çok hırslı ve inançlı başladı ama bir türlü kendi ritmini tutturamadı. Çünkü rakibi pas yollarını ‘pürdikkat’ nöbetçilerle kesmişti. ‘Büyük Usta’ Alex ve Niang kuşatma altındaydı. Buna rağmen oyun iştahında bir eksilme olmadı.Kora kor mücadelenin ilk yarısında en net gol pozisyonlarını bulan da Yeşil-Beyazlılar oldu.
Golün gelmediği her dakika stres katsayısı ve gerilim çıtası yükseldi. Buna rağmen iki takım da oyun disiplininden zerre taviz vermedi. Fenerbahçe’nin oyuna mutlak ağırlık koyamamasının asıl nedeni Emre’nin yokluğu, Özer ve Baroni’nin varlığı olmalı. Çünkü şampiyonluk yürüyüşünde ‘eksik-sakat’ gibi ucuz mazeretlerin asla yeri yoktur.
İkinci yarıda rakibine pozisyon da vermeyen Fenerbahçe, maçtaki en net pozisyonunu 61’de Alex ile buldu. Yerden kafa vuruşu Ivankov’da noktalandı. Aynı Ivankov, Lugano’nun kale dibinden şimşek gibi vuruşunu da ayağıyla savuşturdu. Gökhan’ın bıçak gibi direği teğet geçen topu şans ve şanssızlığı içine hapseden bir andı. İvankov’un Alex’in kafa vuruşunu parmak ucuyla çıkarışı ise gecenin ‘kader’ enstantanesiydi.
Müthiş heyecanlı, keyifli ve doyurucu, alkışı hak eden bir futbol gecesiydi. 2 puanlık kayıp Fenerbahçe’nin üzerindeki baskı unsurunu da ikiye katlayacak. Moralini derhal toparlamaz ve katmerlenmiş stresi taşımayı beceremezse ‘çözülüş’ başlar.
Haberin Devamı ›
Her şey bir yana, ne mutlu ki uzun bir aradan sonra gergin ve somurtkan değil, neşeli ve sırıtkan 3/4’lük spor programları izleyeceğiz hep birlikte...