Orta oyunu
Hep söyledik, bir kez daha tekrar edelim; kolay maç yoktur. Son haftalara girildiğinde zor olan daha da zorlaşır. Fenerbahçe’nin Trabzonspor’a karşı elinde tuttuğu tek somut avantajı, averajıdır. O kadar. Sarı-Lacivertliler rakiplerine ve rakiplerinin rakiplerine zerre kadar umut bağlamadan kendi maçlarını kazanmaya bakacaklar. Bordo-Mavililer’in bütün maçlarını oynayıp kayıpsız kapattığını varsayarak, devam edecekler. Çünkü ülke ve medya genelindeki ahval ve şerait de zaten bunu gösteriyor. Şampiyonluk sath-ı mailine girdiği her sezonda yaşandığı ve tekrarlandığı gibi. Bursaspor karşısında sergilenen futbol Fenerbahçe’yi şampiyon yapmaya yeter. Ortada depresyona girecek, ahlanıp vahlanacak, takılıp kalacak bir tablo yok. Ancak sabrını, soğukkanlığını ve sükunetini kaybederse bu çözülmeyi de beraberinde getirir.
Haberin Devamı ›
Memleketin ekranlarında, köşelerinde, sütunlarında tam bir bayram havası yaşanıyor günlerdir. Kimsenin neşesini bozmanın alemi yok. ‘Markus’ talih; elin realist Alman’ı bile bu neşeye kendini kaptırmış, eyyam rüzgarına bol mimikli karaoke yapıyor. Bu toplu keyif ayinini izlemek de tarifsiz bir eğlence... Bu kulüpte başarı veya başarısızlık, mutluluk veya mutsuzluk sadece Fenerbahçe kavramı üzerinden tanımlanır ve hesaplanır. Kendisi şampiyon olamamışsa kimin olduğuyla ilgilenmez. Kimseye yardım ve yataklık etmez. Temenni tüccarlığı yapmaz. Kimseyle ittifak oluşturmaz. Büyüklük de buradan kaynaklanır.
Haberin Devamı ›
Merk’in yöresinden bir atasözü ile mevzuyu perçinleyelim: Herkes kendi mutluluğunun demircisidir.
Fenerbahçe’nin şampiyonluğu belirleyecek bir maça 14 futbolcuyla gittiği, ezeli rakibi şampiyon olmasın diye 30 dakikada 4 gol yediği, başkanının “Gönlümden şu geçiyor” diye beyanda bulunduğunu, futbolcularına maç öncesi ‘emir’ verdiğini gören, duyan, bilen var mı? O’nu diğerlerinden uzak ara farklı kılan ve ‘tek’ yapan da zaten budur.. Çünkü ‘büyüklük’ kavramı, artık ‘işlevsiz’, ucuz ve işporta bir sıfata dönüştürülmüştür. “Büyüklük hem yenilgiyi hem de zaferi kabullenebilenlerde yaşar” der John Steinbeck. İşte tam da bu yüzden, kaybederken bile kazandığından bile daha çok büyüyor Fenerbahçe... Yenilgisinin ihtişamı ve görkemi bile, başkalarının zaferlerini gölgede bırakabiliyor.
Yani, az bile yapıyorlar !