Organize işler
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe rakibinden fazla da değil, sadece onun kadar koşup, mücadele edince, hamle yapınca, yetenek ve klas anında kendini fark ettiriyor. Zemin bile o mükemmelliği bozamıyor, durduramıyor. Öpülen değil öpen, ısırılan değil ısıran taraf oluyor.
Sercan’ın maçın ilk tehlikesini yaratan paralel kesmesinin gol olmaması Fenerbahçe adına bir şans anı... Fenerbahçe’nin rakip kaledeki ilk ciddi atağında Alex’in sol çaprazdan vuruşunun gol olmaması ise bir zemin sabotajı... Santos’un slalomu ve kalecinin baldırında son bulan slalomlu plasesi.. Ve art arda gelen ‘yüzde yüz takım ruhu’ patentli, ‘organize işler’ damgalı goller. Alex şapka çıkarılacak bir futbol mühendisi; tepeden tırnağa beyin. Semih’in attığı golde, asisti rakip defans oyuncusuna yaptırttı. Sercan ve Uğur’un gereksiz zorlama yüzünden kendilerini sakatlamaları ayrı bir yazı konusu olur.
İkinci yarıda ‘maşallah’ diyenleri ‘töhmet’ altında bırakan, ayağındaki topu ikram eden, hatta ters asist yapan ‘alışıldık’ Fenerbahçe geri döndü. Aktif oyundan, pasif dinlenmeye... En azından 25 dakika kesintisiz şekilde böyleydi. Adrenalin bağımlılığı, turun tek maçta gelmesine izin vermedi herhalde. Bursaspor o fırsatlardan bir gol bile üretebilse, rövanşı gerilim filmine döndürebilirdi. İlk yarıdaki Fenerbahçe bu ligde uzak ara ipi göğüsler, ikinci yarıdaki futbol ise ancak orta sıraların bile altında yer alır. Kararı da futbolcular verecek.