Mantara bağlamak
Haberin Devamı ›
Ligin belki de en omurgalı ve en hazır takımı Trabzonspor. Liverpool deplasmanında Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş oynasaydı neler olabilirdi bir düşünün.
Fenerbahçe basit bir rotasyon hadisesini nasıl ve neden böyle saplantılı bir krize dönüştürdü anlayamadım. Hadi ‘beyinsiz’ oynamayı göze alıp Alex’i oturttunuz. Orta sahayı güçlendirdiniz desem vehamet ortada. Savunma gücünü yükselttiniz desem, defans hallaç pamuğu. Mücadele gücü sıçradı desem palavranın önde gideni.
İlk çeyrekte iki tane üçüncü sınıf gol yemek, golü atıp hemen peşinden gol yemek, bu kadar kolay gol pozisyonu ikram etmek argo tabiriyle mantara bağlamaktır. Glowacki’nin attığı golü iyi izleyin. Üç Trabzonsporlu yan yana ve bomboş. Top kaleciden veya direkten sekse, Teofilo kalenin hemen dibinde tek başına..
Stoch oyuna girene kadar doğru, düzgün, hızlı ve akıllı atak üretemedi Fenerbahçe.
Bordo-Mavililer de orta sahayı kaderine terk edince, oyun tam anlamıyla Rus Ruleti’ne döndü. Bir o kale, bir bu kale. İki takım da elini kolunu sallaya sallaya mahalle gezmelerine gider gibiydi. Elbette seyirlik olarak güzel de, futbol açısından kaygı verici.
Bünyamin Gezer’in ‘yaratıcı hakemlik’ eseri olan penaltı, Mert’e hata affettirme şansı verdi o kadar. Sonrasında Fenerbahçe adına ürettiği iki kritik faul de bir telafi eyyamıydı.
Bu maç Fenerbahçe adına hem lig hem Avrupa için çanların çaldığı, hatta hiç susmayacağını ilan ettiği maçtır. Kadıköy için ‘ihtar vakti’ çoktan gelip geçmektedir.
Zaten artık Fenerbahçeliler ‘paralize’ durumda. Acı çekmeyi de, kızmayı da, üzülmeyi de aşıp, hissizleşmeye yol almaya başlayalı çok oldu. Rahat olun.