Körleşme
Futbolun en temel, en basit gerçeklerini uygulamazsan, destan yazacakken 5 dakikada temel fıkrasına döner, dillere dolanırsın.
Haberin Devamı ›
Galibiyet golünü atmışsın, Volkan dünyaları kurtarmış, kıyıdan köşeden ‘sıyırtma’ gidenler cabası... Üstelik direk de bu kez yanında saf tutmuş.
Rakibi yok farz edip işi rölantiye bağlarsan, bu futbol tokadı da kaçınılmaz olur. Şans melekleri bile fazla mesaiden yoruldu, vurdumduymazlığa isyan etti sonunda. Son dakika geleneği, son dakika sendromuna dönüştü.
Alın maçı baştan sona izleyin, Fenerbahçe’nin de Gaziantep’in de bu sonucu sonuna kadar hak ettiğini görürsünüz. Ağlayıp sızlanmanın, kulp takmanın, mazeret üretmenin hiç alemi yok.
Oyunun hakkı neyse, tabelada da o var zaten. Rakibi bu kadar üzerine davet eden, çekineceği yerde lay lay lom çeken, lay lay lom yapacağı yerde de korku filmi üreten başka bir takım olamaz. Emre ve Topuz’un olduğu bir orta sahanın bu kadar kırılgan olması mantığa aykırı. Vederson turistlikten ‘yerli’ statüsüne geçiş yaptı, darısı ‘yersiz’ Kazım’ın başına...
Mesele her şey iyi ve yolunda giderken görebilmek. Yoksa darağacında son sözü sorulan Temel gibi “Bu bana ders olsun” der, bir kez daha herkesi güldürürsün.