MENÜ

Korkuttuğun yeter!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bir yanda duruşma bir yanda liderlik maçı... 3 Temmuz’dan beri iddialar, suçlamalar, linçler ve ittifakların cenderesinde, suyu zehir bıçaklar arasında, cellatların çığırtkanlıkları arasında çarpışan Fenerbahçe, her şeye ve hepsine rağmen zirve maçına çıkmıştı. İki puan yaklaştı diye korku bacayı sarmış, birilerini sokağa dökmüştü. İttifakın yoğun demeç saldırıları altında yaralı Volkan’ı, sol ayağından mahrum Alex’iyle, sezonu kapatan Sow’uyla cephede ‘son kale’yi düşürmemek için çarpışıyordu. Korkutmaya çalışanları korkudan tir tir titreterek, yok etmeye çalışanlara karşı inadına var olarak ve çoğalarak. Parçalamaya çalışanlara karşı inatla daha çok bütünleşerek.

Beşiktaş bir önceki maça göre çok daha sakindi. Siyah-Beyazlılar Fenerbahçe’yi sonuca gitmeyen pas gevezeliğine zorladı. Bunu yaparken de Ernst ile Alex’i kelepçelemeyi ihmal etmedi. Doğru dürüst pozisyona giremeyen Fenerbahçe ilk yarının son dakikasındaki gaflet uykusunda yediği gol yüzünden ikinci yarıda sükunetini kaybetti. Hal böyle olunca Beşiktaş daha da rahatladı, rahatladıkça daha iyi oynamaya başladı. Sarı-Lacivertliler gole mecbur olmanın dayanılmaz ağırlığıyla çok ciddi gedikler ve pozisyonlar verdi. Volkan yüzde iki yüzlük tehlikeleri bu kez elleriyle değil yarık diziyle savuşturdu.
Sezon nasıl biterse bitsin, kupalar nereye giderse gitsin bu takım, bu hoca, bu futbolcular camianın tarihine altın harflerle yazılmayı ve kazınmayı çoktan hak etmişlerdir. Hem de ligin en başından beri... Bu camia ölene kadar onları bağırlarına basacaktır.

Galatasaray 2 puan kayıpla başladığı günü 1 puan kazançla kapatınca, çok büyük bir avantaj yakaladı. Maçın kırılma anı geçen maçtan sonu Rüştü’nün yaptığı itiraftı. O ceza almasa maç Fenerbahçe’nin lehine bitebilirdi. Sanki kalede Cenk değil Cech vardı.

3-4 gün sonra oynanacak maçlarla dananın iyice incelen kuyruğu ya kopar ya da yeniden düğümlenir. Bakalım neler olacak?

YORUM YAZ