Köçekleme
Fenerbahçe göz göre göre provokasyona geldi. Kamikaze dolduruşuna getirilmiş rakibi karşısında sinirlerine hakim olamadı. Maç daha en başında Alex’in pozisyonuyla çığırından çıktı. Kontrolü kaybeden Göçek resmen ‘göçük’ altında kaldı.
Haberin Devamı ›
Bununla da yetinmedi Göçek. Niang kaleciyle karşı karşıyayken apaçık bir çelmeyle düşürüldüğünde penaltı ve kırmızı vermek yerine, ‘aldatmak’tan sarı kart çıkardı. Yani Fenerbahçe’yi iki kez cezalandırdı. Hatta Niang’ın cezalı duruma düştüğünü de düşünürseniz tam
3 kez.
Kavga, dövüş, kargaşa, boğuşma ve sinir harbi şeklinde geçen bol kartlı ilk yarıda, Fenerbahçe adına akılda kalan iki pozisyon vardı. Gökhan Gönül’ün direkte patlayan şutu ve Semih’in kale ağzından dışarı vurduğu top. Lugano’nun oyundan atılmak ister gibi ‘taammüden’ ayağa basması, mutlak kırmızı kart gerektirirdi.
İkinci yarıda ilk tehlike Olcan’ın direkte patlayan vuruşuydu. Fenerbahçe’nin rakibi ablukaya aldığı anlarda, ‘Nöbetçi’ Semih’in kale ağzından Dani’ye nişanladığı top, kendi klasını inkar etmek gibiydi. Fenerbahçe’nin hırs ve kontrolü dengeleyemediği anlarda, kaleci Volkan ‘1 dakika içinde 2 hayati hamle’ ile skoru ellerinde tutan adamdı.
Haberin Devamı ›
Sonrası sinir harbinin tavan yaptığı, ellerin ayakların dolaştığı, kalp düşmanı bir 15 dakikaydı. Aykut Hoca, Dia ve Stoch değişikliğiyle takımı biraz daha ileri itti, ama bu hamleyle orta saha direncini yumuşatma riskini de üstlendi.
Bir türlü açılamayan kilit, ‘Gökhan-Stoch-Santos’ üçlemesi ile kırıldı. Fenerbahçe çok zorlu bir rakipten, çok kritik bir hafta, çok kötü bir hakem yönetimi altında, çok çok önemli 3 puan aldı. Bundan sonra provokasyon dozunun en üst seviyeye tırmandırılacağı da bir sır değil.