İte kaka

Haberin Devamı ›
İlk yarının son maçında, üstelik kendi evinde, üstelik güzel bir havada, üstelik çeyrek puan kaybına bile tahammül olmayan bir maçta yine coşkusuz, yine asık suratlı ve yine yavan bir futbol sergiledi Fenerbahçe...
Alex’in ilk yarının sonlarında bir kördüğümün içinden çıkardığı topu sürükleyerek yaptığı muhteşem vuruşu, bir de 45’te girilen tek net pozisyonu dışında akılda kalan bir şey yoktu. Sivasspor tam kurguladığı gibi ve istediği tempoyu kabul ettirebiliyor Fenerbahçe’ye... Ligin en çok gol yiyen ve dibine demir atmış bir takımından söz ediyoruz. Sadece bitişik nizamda ite kaka kendilerini hissettirip, Sarı-Lacivertliler’in üzerine boş koşular yapmaları yetti. Sinirler laçkalaşınca, bilinç köreliyor, yetenekler yalnızlaşıp, silikleşiyor.
Bu takımda her geçen gün giderek daha da sırıtan çok ciddi sorunlar var. Bunların başında da dikkat eksikliği, pozisyon devamlılığı ve markajdan kaçamamak geliyor. Kora kor oyuna ve sertliğe karşı anormal dirençsizlik, hemen yılgınlığa yol açıyor. Öpen futbol sözüyle kurulan takım, en zayıf rakiplerden bile ısırıklarla kurtuluyor. Top da sevmedi, futbol şansı da yanında değildi Fenerbahçe’nin... Fakat futbolun temel gereklerine ve gerçeklerine sırt çevireni, şans faktörü de terk ediyor.
Sonra kariyerini sanki golcülere ders vermeye adamış Alex çıkıyor sahneye...
Olurları olmazlaştıranlara inat, olmazları olduran Büyük Usta... Gez-göz-arpacık. Keskin nişancı gibi ölçüyor, biçiyor, vuruyor ve bir maçı daha kurtarıyor.
Peki bu şampiyonluğu kurtarmaya yeter mi?