Arama

Popüler aramalar

En kalabalık yalnızlık

Haberin Devamı

Ne Fenerbahçe, ne de Kadıköy deplasmanı artık hiçbir rakibi ürkütmüyor, korkutmuyor. Yüreği ağzında maç oynayan da, izleyen de hep Sarı-Lacivertliler. Bunun böyle olması için de yıllardır yönetimi, teknik direktörü, futbolcusu, taraftarı ve anonsçusu ellerinden gelebilecek saçmalıkların çok çok fazlasını üretiyor.

Sezona sessiz ve kimsesiz iki maçla başlama utancı, Fenerbahçe’nin Fenerbahçe’den çektiğidir, bitmeyen cinnetidir. En kalabalık yalnızlığın fotoğrafıdır.

İlker’in Alex’e ‘gel de atma dercesine’ yaptığı iki asistten ve Okan’ın umut veren çabasından ve asistlerinden başka ne vardı Fenerbahçe adına? Peki Fenerbahçe’de futbol adına ne vardı?
Ne mücadele, ne koşu, ne baskı, ne istek, ne hırs, ne yardımlaşma, ne dikkat, ne ciddiyet, ne paylaşma, ne paslaşma, ne hamle, ne indirme ne de bindirme... Sakat sakat oynayan kaleci Mert’e geri paslar vermek, aut atışı kullandırtmak ‘takım ruhu’nun göstergesi olsa gerek.

Isaac’in golüyle azap ve işkence katsayısı tavan yaptı. Maç 10 dakika içinde 1-3 olacaktı. Hem Bilica’yı marke eden hem orta sahadan vizesiz geçenleri kontrol etmeye çalışan Lugano, kaosu aralayan kafayı da çakan isimdi. ‘Yalnız adam’ Niang da önce kafası sonra plasesiyle kasveti dağıttı.
Bir takımın ancak en zayıf yanı kadar güçlü olabileceği gerçeğinden hareket edersek, Fenerbahçe’nin gücü de özellikle ikinci golü yeme şeklinde saklıdır. Çünkü aczini bilmeyen ve inkar eden asla güçlü olamaz.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Bunun adı rezillik!‘’

30 Ağustos 2010, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu karar sürpriz mi?‘’

30 Ağustos 2010, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI