Çok ararlar
Haberin Devamı ›
Havanın ayazında sevgi eylemcileri yine tribünlerde yerlerini almıştı. Çimler sıfıra vurulduğu için mi, soğuktan mı çözemedim ama zemin fena halde sertti. Zıp zıp seken top, Fenerbahçe’nin iş bitirici mıknatıslı ayaklarını silikleştirdi.
Bienvenu ile Özer, tek bir olumlu katkı yapmadığı gibi adeta kendi takımlarını eksilten hiç ötesi performans sergilediler. Aykut Hoca’nın Baroni-Selçuk tercihini de pek anlayamadım. Alex, Ziegler, Emre, Volkan ve özellikle Yobo dışında ne yaptığını, nerede duracağını bilen kimse yoktu. Fenerbahçe’nin taşıyıcı kolonu ‘Büyük Usta’ da artık yorgun.
Fenerbahçe’de herkes hamleyi birbirinden bekliyor. Top rakibe geçtiğinde ise ne hareketlenen var, ne sıkıştıran var, ne de rahatsız eden. Seken toplar da kaderine terk edilmiş durumda... Hatta “bakalım ne yapacak” diye öylece bekliyorlar. Yardımlaşma, dayanışma ve mücadele ekside seyrediyor. Tabelada değilse bile sahada negatife doğru kontrolsüz bir gidiş var. Aykut Kocaman bu çözülmeye karşı bir ‘acil eylem planı’ geliştirmeye mecbur.
Fenerbahçe’nin hanesine Emre’nin direkte patlayan şutu ve Volkan’ın kurtarışları dışında hiçbir artı yazmak mümkün değil. Sen yazsan, kalem yazmaz. Hadi bir de Gençlerbirliği’nin direkten dönen şans anını da ekleyelim. İşte sadece o kadar.
Şampiyonluk son maçta kazanılıp kaybedilmez. Böyle maçlarda, böyle puanlarla alınır ya da verilir. Sarı-Lacivertliler futbolu inkar eden halleriyle 2 puanı sanki kasten ve taammüden hibe ettiler. Ve puanları da çok ararlar!