Aşk olsun sana çocuk...
Ligde hâlâ kayıpsız giden Fenerbahçe, Emre’siz 3 kritik sınava çıkacak. Kalan futbolcular Emre’nin hırsına ve mücadelesine yakın bir performans ortaya koymazsa, iş gerçekten zor.
Emre, Türkiye’deki ilk kırmızı kartını da görmüş oldu. Oysa Galatasaray’daki uzun kariyeri boyunca bir kez bile bu onurla tanışamamıştı. Anlaşılan o ki; provokasyonlara alet olup, aşırı sinirle çanak tuttuğu sürece, alışkanlık bile olabilir. Yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve gelişmesi ile ilgili olarak yere göğe sığdırılamayanlar, Emre’nin sporculuk defolarından da aynı oranda sorumludurlar. Kadıköy, sakatlayan değil, rehabilite eden tarafıdır işin...
Geldiğinden beri hedef gösteriliyor, linç ediliyor, yollarına bubi tuzakları kuruluyor. Giydiği formayı iki kesimden de hazmedeyenler oldukça fazla... Ama şurası su götürmez bir gerçek ki; Sarı-Lacivertli takımın en önemli taşıyıcı kolonu... İsyancısı, itirazcısı, inatçısı. Hem fiziksel, hem sinirsel, hem de ruhsal yükü çok ağır. Ama kendisiyle baş etmesini de öğrenmesi gerek. Çünkü bu düzen böyle gidecek. Cezayı kendisi kesmeye, adaleti kendi sağlamaya, aynı şekilde karşılık vermeye bırakın kalkışmayı, teşebbüs bile etse infaz edilecek. O, bu çıplak realiteyi kabullenmemekte direndikçe, Fenerbahçe de ağır bedeller ödeyecek. Bu işten yarar görenler ve sevinenler de sadece başkaları olacak.
Haberin Devamı ›
Can Baba, “Aşk olsun sana çocuk, aşk olsun! Acıyorsam sana anam avradım” olsun diyordu. Benim yazdıklarım da bundan ibaret. Çünkü bunu Emre istedi. Tercihini yaparken neler olacağını herkesten önce ve herkesten daha iyi o biliyordu. Çünkü cephenin iki tarafı da O’na ayan beyan. Teori falan değil, basbayağı pratik. Basbayağı uygulamalı.
Ben, hâlâ kıyas mekanizmalarının nasıl işlediğini merak ediyorum. Her şeyi yaptığı dönemlerde kartlar yasaklı, gözler kör, kulaklar sağır, kalemler mühürlüydü. Şimdi hiçbir şey yapmadığı zamanlarda linç ayinlerinin kurbanı...
Sözün özü; Emre kendisiyle baş edemedikçe, her rakip Fenerbahçe ile kolay baş eder!