Alex'in o bakışı...
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe’nin bundan sonra en tehlikeli rakipleri kapanan ve oynatmayan takımlar. Çünkü açık oynayan rakiplere karşı skora gitmekte pek zorlanmıyor.
Kasımpaşa maçıyla birlikte çok zorlu, kurdeşen döktürecek sıkıntılı bir kulvara girildi. Gençlerbirliği ve Konyaspor karşılaşmaları da güzel oyun değil, güzel skor maçları. Önemli olan tek şey öyle ya da böyle 3 puanı koparabilmek.
Aykut hocanın da, futbolcuların da bunun farkında olduğu ve artık aynı dili konuştukları apaçık ortada... Kasımpaşa maçına son derece konsantre, kararlı, dikkatli, inançlı ve inatçı başlayıp öyle de devam ettiler.
Bilenler bilir. Alex’in bir yüz ifadesi vardır ki; maç başlamadan maçın seyrini ilan eder. Sevimli ama kızgın bir çocuk bakışı oturur gözlerine... İşte o zaman kramponlarıyla notalar serpiştiriyor sahanın her yerine...
Nitekim buz gibi Kadıköy gecesinde, sıkıntılı oyunun yaydığı kasveti dağıtan yine Alex oldu. Gez-göz-arpacık yapıp füzeyi hedefe gönderdi. Maç biraz rahatlar diye düşünürken, Lugano-Yobo tasarımı bir penaltı geldi. Durduk yerde, saçma sapan bir şekilde ve kritik dakikada.. Volkan, ceza tahtasındaki o fahiş hatanın üstünü elleriyle karalayan adamdı.
Dia en sonunda direkleri aşıp, şeytanın bacağını kırdı. Direkleri de kaleciyi de aşıp skoru buldu. O golün hazırlık aşamasındaki zeka ve beceri muhteşemdi. Coşması gereken Fenerbahçe, ödediği ağır bedelleri inkar eder gibi yine ‘rölanti’ hastalığına tutuldu. Belaya davetiye çıkardı ama Kasımpaşa bu ikramları harcadı.
Fenerbahçe “Üst üste bilmem kaçıncı galibiyet” gibi tuzaklı mavallara kulak tıkayıp, kalan 10 maça da ayrı ayrı bir final gözüyle bakabilirse, mutlu sona ulaşır.