Kazanmak güzel ama...

Haberin Devamı ›
Her şeye rağmen, Euroleague’e 2’de 2 yaparak başlamak uzun zamandır önemliydi. Hele ki geçen yıl, tarihin en kötü grubundan bile çıkamayan Fenerbahçe için...
Cibona deplasmanı her zaman zordur. Eski Yugoslav takımları, ekonomik kriz yaşasalar da, bütün öne çıkan oyuncularını kaybetseler de, bir şekilde ayakta kalıp Avrupa’ya kafa tutmayı başarıyor. Bunun en güzel örneğini geçen her yıl Partizan’la yaşıyorduk. Cibona da bu takımlardan biri. Coach Perasoviç, Marko Tomas, Jamont Gordon, Vedran Vukusiç, Robert Troha, Luksa Andriç, Dalibor Bagariç gitti, alt yapıdan birkaç isim, kalan sağlar ve yıllardır hiçbir şey olamamış, bir dönem Ülker’de de forma giyen Pasaliç ve Stipçeviç takviyesi ile neredeyse Fenerbahçe’yi yeniyorlardı. Sokaktan üç beş kişi çevirsen, bir basketbol takımı haline gelebilecek toprakların takımı olan Cibona’da Pasaliç yüzde yüz isabetle 3 dakikada 10 sayı attı.
Fenerbahçe şaşkınlığını çabuk üzerinden atarken, kenardan gelen oyuncularıyla ayakta kaldı. Kinsey’den uzun zamandır böyle bir performans görmemiştik. Sadece 10 dakika oynayan Greer, 11 sayı üretip beklenenden çok fazla katkı yaparken, Ukiç’in de kritik basketleri bu önemli galibiyette önemli rol oynadı. Tanjeviç’in genç prensi Emir Preldziç, yerini Spahija’nın veteran prensi Tomas’a kaptırdı. Tomas bu saatten sonra ne uzar, ne kısalır. Vereceği katkı bellidir. Preldziç 3 yıldır bu takımın en önemli ismiydi, şimdi 11. adam oldu.
Kaya’dan da hiç faydalanamıyor Spahija. Zor da olsa kazanmak güzel. Ama böyle bir takım karşısında Fenerbahçe’nin oyunu kaybetme noktasına getirmemesi gerekiyordu.