MENÜ

Kongre politikası!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu kişilerin ekipleri mi yok, var da açıklamıyorlar mı, seçim stratejisi gereği mi bekletiyorlar belli değil. Şu ana kadar bir başkan adayı çıkıp; “Şu şu kişilerin, ekonomik ve sportif deneyimleriyle, şu şu kişilerin de iktidarla ilişkiler konusunda yeterli donanıma sahip olduklarına inanıyorum. Sorunları çözecek, bu kulübü yeniden zirveye oynatabilecek bir ekiple geleceğim” demedi. Buna aylardır hazırlık yapanlarla, daha önceki gün bir otel salonundaki sohbet toplantısında adaylığını açıklayanlar da dahil.

Bu durumda her şey kendiliğinden gelişecek, seçim hesapları yapılacak, güçlü olduğu düşünülen iki aday önceliği alacak, muhtemelen biri eski, diğeri yeni bakanın koruması altına girecek, listeler yeterlilik ya da gereklilik gibi faktörlerin tamamen devre dışı bırakılmasıyla seçim, siyaset, kişisel ilişkiler vs. kontrolünde oluşacak olan Trabzonspor’un yeniden kayıp sezon ya da sezonlarına olacak.

Bu durum kesinlikle yanlış ama kaçınılmaz da bir zorunluluk. Zira ülke, adına “İleri Demokrasi” denilen, yasama, yürütme ve yargı güçlerinin dolaylı olarak tek elde toplandığı bir sistemle yönetiliyor. Lig şampiyonluğu kupasının verilip verilmeyeceğine bile bir kişi karar verebiliyor. Dolayısıyla Trabzonspor’u yöneteceklerin bu siyasi gücü arkalarına almaktan başka çareleri yok. Kimse kendini kandırmasın. Bu kadar borcun altından kalkmak, kısa vadede gerekli olan 30-35 milyon liralık sıcak para kaynağı yaratmak hiçbir kimsenin harcı değil.
Kim çıkar da, “Benim ekibim şu kişiler. Tabi ki siyasetin karşısında duramayız ama güdümüne de girmeyeceğiz. Şuradan kaynak yaratacağız, şike davasının ucu nereye dokunursa dokunsun sonuna kadar gideceğiz” derse normal camialarda en büyük desteği tartışmasız görür. Ama Trabzonspor’da? Ona yukarıdaki nedenlerden ötürü bir şey diyemeyiz işte!

YORUM YAZ