MENÜ

Futbolcu-Başkan ilişkileri

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Aslında Atay Aktuğ’un o sözlerinin, sokaktaki vatandaşın ağzından söylendiğinde çok büyük bir haklılık payı olduğunu biz de kabul ediyoruz. Çünkü bir camianın, yönetimin, teknik kadronun, onca arkadaşının bir yılık emeğinin boşa geçmesine, milyonlarca insanın da hayallerinin bir yıl, belki de daha fazla süreyle ertelenmesine neden olan faktörlerden biri konumunda olmak, en az diğer faktörlere gösterileceği kadar tepkiyi hak etmiştir. Ama bu tepkiyi taraftar, sokaktaki vatandaş verebilir, başkan değil. “Kovun gitsin” der sokak, “bekara eş boşamanın” kolaylığıyla! Ama sorumluluk sahibinin tavrı farklı olmalı. Tabzonspor’da malesef Anorthosis maçı sonrası gelişmeler de tıpkı Yattara olayı gibi sağlıklı bir değerlendirme sügecinden geçirilmemiş ve bir kaos yaratılmıştır. Birkaç gündür dile getirmeye çalışıyoruz. Bu kaos, hiç de benimsemediğimiz ve yararlı bulmadığımız bir kongre sürecini doğurmuştur. Buradan çıkış Aktuğ’un tavrıyla mümkündür. Ama dün de dediğimiz gibi ciddi bir duygusal travma geçirdiğini düşündüğünüz Aktuğ, bu konuda hiç de umut verici gibi durmamaktadır. Önce o kendini toparlamalıdır. Bir haftalık tatili bu yüzden iyi değerlendirmelidir. Bu insanların ona güveni bitmemiştir. Yattara olayında Kayseri maçından sonra da yaptığı, “Ona önce Anorthosis maçını sorsunlar!” şeklindeki açıklamasıyla “yangına körükle gitmesine” rağmen! Bu olay bize Özkan Sümer- Aurelio gerginliğini anımsatmıştır. Hani ahlaki bazı değerlerin tartışmaya açıldığı gerginlik. Aurelio, Trabzonspor formasını giyerken ve kulübü kendisiyle anlaşmaya çalışırken, aynı anda Trabzonspor da dahil 3 kulüple hiç de etik olmayan biçimde ilişkide bulunarak bir kişilik erozyonu sergilemiştir. Trabzonspor’dan başka iki kulübe daha imza atmıştır. Sokaktaki vatandaş o gün “satın gitsin!” dese ki söylüyordu, ne kadar haklıysa, Sümer bulunduğu makam itibarıyla bunu söylemekte o kadar hatalıydı. Sokaktaki vatandaş ağzıyla konuşmamalıydı. Bu olayın kopma noktalarından biri ve de en önemlisi bir akşam yemeğinden sonra söylediği sözdür. Bugün gelinen noktada benzer bir gerginlik yaşanmaktadır. İki olayın bir diğer ortak yönü de, iki başkanın da bu açıklamaları yaparkenki ruh halleridir. Yine bir akşam yemeği yani! Başkanlık kolay değil. Niye herkesi başkan yapmıyorlar? Bugün yasal olarak 17 bin dolayında kişinin olma hakkı bulunduğu Başkanlık koltuğunda neden Atay Aktuğ oturmaktadır? Dün neden Özkan Sümer vardı? Sorunun çözümü, bu soruların yanıtlarında gizlidir. Atay Aktuğ, ülke genelinde takdir gören spor adamlığı ve çağdaş kimliğiyle Yattara olayında gerekeni yaparak, takımda zaten kadro darlığı sıkıntısı çekilen bu ortamda tartışmaları bitirmelidir. Olay, “Yattara mı, Atay Aktuğ mu?” noktasına getirilmeden.

YORUM YAZ