MENÜ

Şaka gibi!

Abone Ol Google News

Sıkıcı mıydı, ilk yarının büyük bölümü ‘evet’. Ama ikinci yarı biraz olsun keyifliydi. Tempo vardı, mücadele vardı, pozisyon bolluğu vardı, her iki takım adına da bu sözlerim... Zaten tek yanlı olmasın da tüm bunlar. Böylesi daha keyif veriyor, her iki takımın da kazanma olasılığının bulunduğu 90 dakikalara doyum olmuyor.
Ancak Olimpiyat’ta kalite eksikliği de vardı, onca yeni ünlü ve pahalı transfere karşın... Bu da bir gerçek. Bir oturmamışlık, dağınıklık, ne yapacağını bilememezlik, beyinden gelen emirlere henüz yanıt veremeyen kaslar söz konusuydu Galatasaray için. Yoksa Belediye, yılların Belediyesi, aynı hoca, aynı sistem, aynı anlayış... Çözmek için teknik adam olmaya gerek yok, her şeyleri sonuna kadar açık bir karıncalar grubu! Savaşmadan pes etmiyorlar yani. Kaptılar mı topu, iki-üç kişiyle süratle karşı kaleye... Daha ne olduğunu anlamadan golü yapıveriyorlar. Bu da bir meziyet, hem de son yıllarda teknik adamların ve yöneticilerin pek de hoşuna gittiği bir tarz, riski de az, haddini bilmek belki de...

Haberin Devamı

Fatih Hoca’nın bu kadrodan çok iyi bir ekip yaratacağının sinyalleri de vardı dün gece. Bu skora rağmen söyleyebiliyorum bunu, tabii bir şartla. Oyunun iki yönünü de oynayabilen isimler tercih edilmeli öncelikle, savunma ağırlıklı olanları değil. Galatasaray, özellikle de Terim yönetimindeki Galatasaray, ‘gol yerim’ korkusuyla sahaya çıkmamalı. Ayrıca Muslera’ya gelince, dramatik bir gol yedi! Böylesine bir gol yiyen kaleci, büyük kalecidir. İroni yapmıyorum, herkes görecek.

Haberin Devamı
YORUM YAZ