Açık söylemek gerekirse Gaziantep maçının bu kadar kolay geçeceğini tahmin etmemiştim. Bunun nedeni, rakibin Burak Yılmaz ile yenilmezlik serisi olması ve Fenerbahçe’nin forvet başta olmak üzere bazı bölgelerde aksamasıydı. Ancak gördük ki isimler değişmese de takım olma ruhu ve isteği, oyuncuların beynine girmeye başlamış. Böyle olunca da savruk futbol yerine takım oyunu sahaya yansıdı ve farklı sonuç alındı.
Savcılık, TFF, Spor Toto ve yasal bahis platformları harika bir işin altına imza attı. Milat olması gereken bir dönemi, daha fazla polemiğe olanak vermeden, doğru bir iletişimle devam ettirmeli. Futbol dünyasındaki her bireyin çok sorumlu davranması gereken bir temizlenme dönemindeyiz.
Bu hafta yazacaklarımı biriktirirken, dün bir anda futbol gündeme atom bombası şeklinde düşen bir basın toplantısı gerçekleşti.
2012 yılında kaleme aldığım “Omerta Pandora” başlıklı yazımda, Türk futbolunun o dönemki çürümeye yüz tutmuş yapısını tarif ederken, iki güçlü sembolü yan yana koymuştum.
Fenerbahçe'nin rakibi Gaziantep FK, Burak Yılmaz geldikten sonra topa en çok sahip olan 3. takım, rakip ceza sahasında en çok topla buluşan 3 takımdan biri ve maç başına 17 şutla en çok şut çeken ekip olmuştu.
Yıllarını futbol sahalarında, düdük çalarak, pozisyon kovalayarak geçirmiş biri olarak bugün Türk futbolunda yaşanan gelişmeleri üzülerek izliyorum.