Arama

Popüler aramalar

Hoşgörün 2

Haberin Devamı

Ali Sami Yen’e ‘merhaba’ resmi olarak, Frank Rijkaard da ‘hoşgeldin’. Sıcak ve aşırı neme rağmen stadda hatırı sayılı, üstelik susmayan bir kalabalık, hasretin de etkisiyle. Hollandalı hoca ilk maçtan daha az risk taşıyan bir takım sürmüş Tobol önüne. Kulübeye bakıyoruz, alayı jan janlı kramponlar. Fazla lafladık geçelim maça...
Sıkıcı başladı gece, kapanan Kazak defansı keyiflere ket vurdu. Evet... Misafir takım yaslamış sırtını geriye mucize arıyor, oyun bozan misali. Bizimkiler istekli, istekli ama yeni sistem omuzlarda ağır yük. Ayağa ille de isabetli pas verme görevi strese sokmuş. Sürekli yanlara gitmeler pozisyon kıtlığının en önemli nedeni. Rakip kaleye diklemesine giden bir tek Arda. Arda demişken, kaptanlık yakışmış, yaramış da. Bir kulvara mahkum olmadan serbest oynatma tercihi doğru karar. Genç Serdar’dan söz etmek bir borç oldu boynumuza. Neden diğer arkadaşları gibi PAF takımının yolcusu olmadığı belli. Hep böyle kardeşim. Umarız sakatlığı fazla önem taşımaz. Biraz da Baros’un gayreti o kadar. Ama ya diğerleri?.. Boş! Servet’le Gökhan’ın sürekli tartışmaları ise nahoş! Önce Kewell sonrasında da Linderoth devrede, kazaya gelmemek adına. Neyse ki, Mustafa Sarp’tan limon kolonyası ferahlığında bir tosss. Bir de Servet yetti de artı bile.
Ufak-tefek enstantanelerin mutlu ettiği maçta, Galatasaray her ne olursa olsun istediğini elde etti. İlk karşılaşmada da demiştik: ‘Sezon başıdır yeni hoca, yeni heyecan biraz hoşgörü’ diye. Hâlâ aynı fikirdeyim, biliyorum yarın bazı arkadaşlar çıkıp konuşacaklar bol keseden Rijkaard için, ahkamca. Öncesi değil sonrası önemli. Ne demişler; kapıdan çıkana bakacaksın. Umarım anlaşılmıştır.