Arama

Popüler aramalar

Tu diyeceğum...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

İstanbul BŞB. gözümde, bir Karadeniz ekibi imajı taşımıştır hep. Temel ve Dursun’u anımsatmaz mı şimdi, dünkü mücadelenin kaçanları? Müthiş ikili uçurumdan düştü. Temel bir ağaç dalına, Dursun da O’nun ayaklarına yapıştı. Uzun süre beklediler, dedi ki Temel, ‘Ula Dursun, ayaklarıma iyice yapış ‘tu’ diyeceğum!’
Evet İstanbul B.B. ve Trabzonspor o kadar çok kez ‘tu’ demeye kalkıştı ki, karşılıklı gollerin sayısını tutmak için muhasebeci gerekebilirdi. Konuk ve ev sahibi bi dünya gol fırsatı harcadı. ‘Sylva’nın kaleci değil, Kristel olanı mı geldi acaba?’ diye sormaya hazırlanırken, çukulata renkli sporcu kendini kanıtladı. Şahane kurtarışlardı valla. Bu arada İbrahim’in ‘akın akın’ dışarı attığı bir sürü top da var tabi.
Avcı az fişekle çok kuş vurma peşinde de, Yanal’da malzeme bol. Hedef, elbette umumi istek ‘Karadeniz fırtınası şampiyon olmalı’ şeklinde. o zaman neden bu kadar pozisyon verdiler? İrdelenmeli. Attığı çok şık ikinci gole rağmen, Selçuk bildiğimiz Selçuk değil. Oyunun bütününde yok, pas defosu çok. Serkan, Sürmeneli Bülent Kaptan’ın kosterindeki, Volvo Penta motor gibi çalışmasa, battı gemi. Ya Gökhan Ünal? Solunda bomboş dikilenler, tren değil pas bekliyor. Verseydi ya! Trabzonlu Cora’ya sahip çıksın. Hem öz evlat, hem iyi futbolcu. Ne ince gol attı öyle. Yanal Colman’ı aklından, tabii ki takımdan da kesmeyecek. Yattara’nın kazanılma(!) penaltısı 0-3 ve Ünal’ın kafası rahatken vurduğu kafası 0-4.
Trabzon’un Kamerun ilçesinden Song ‘Kolbastı’ ustası ama takım halinde ‘Horon’ disiplinini de öğrenmek zorundalar. Neticeye değil, Hatice’ye de bakılırsa anlaşılır ne dediğim!