Tarih yazmak!

Haberin Devamı ›
Tarih yazmak Galatasaray’ın genetiğinde var... Bükreş gecesinde de yine aynı beceri tekrarlandı ve ilk kez Şampiyonlar Ligi ön elemesine veda edilerek, bir başka tarih yazıldı! Hep başarı mecburiyeti de yok ki zaten. Dün dündür, bugün de bugün... Şu an itibariyle fevkaladenin fevkindeki transferle avunalım ve önümüze bakalım. Kesilmiş mi, kesilmemiş mi? Ön kesilmedi de, total 35 milyon Euro kaybedildi. Fenerbahçemize ekstra 5 milyon Euro daha kazandırılıp, abad edildi. Üzülecek bir şey yok. O halde yola devam. Şimdi hedefte Kadıköy var... UEFA finali orada oynanacak ve Aziz Bey’den bilet alınabilirse locada oturulacak. Second Enver Paşa kafası modeliyle Galatasaray’ın UEFA’da yol alması da pek mümkün gözükmüyor çünkü.
Daha 15 saat önce Steaua karşısında yazılan tarih (!) nedeniyle, pek mutlu olan taraftar yapısı, Atatürk Havalimanı’nda, fevkaladenin fevkindeki transfer geldi diye bayram yapıyor. Ve birileri belki de yeni esere bakıp ‘Bükreş zaferi (!) sonrası muhteşem bir karşılama töreni yaptık. Bakın Galatasaraylı ne kadar mutlu’ diyor. Hatta öteki de ‘kısa günde iki tarih birden yazdık’ diye konuşup, gururla ilave ediyor ‘biz mercimek, kömür, somun ekmek değil, trilyonlarca liralık adam hediye ediyoruz adam!’ İktidar maliklerinin en iyi bildiği şu: Galatasaray’da hesap sorulmaz, kaybedilen hiçbir şeyin de nedeni aranmaz!
Aslında sportif sonuçlara boş vermek lazım. Aslantepe hızla yürüyor, Riva’dan çok büyük para bekleniyor. Telekom büyük bir sponsorluk anlaşmasıyla katkı yaptı, ertesi gün de telefon ücretlerine yüzde 5 zam yaptı (Bazıları ‘bu zam da nereden çıktı?’ diye soruyor da). Adamlar daha mangırı şıkırdatmadan, fazlasını halktan tıkırdatacak. Florya villalarla donanacak, dolarlar kasaya konacak. Yani Galatasaray’a karada ölüm yok. Sahada da yok zaten. Yenilmişsin, elenmişsin kimin umuru?
Sadrazam marifetleri nedeniyle, hak etmediği halde tahtından, hatta kellesinden olan çooook padişah var tarihimizde. Bu kısmı neden mi yazdım? Hiiiiç... Aklıma geldi de... Köy yanarken Babuş’un makyaj yaptığı yerde, benim de yazılan tarih (!) sonrası, padişah ve sadrazamını anma hakkım var herhalde!