Şans kapıyı çalınca...
Haberin Devamı ›
Tüm artı değerlerin daha mükemmel bir Galatasaray adına devreye girdiği zamanda, şans kapıyı çalınca beklentisinde kalmak istemiyor artık taraftar. Öyle ya! Ya şans kapıyı çalmasa ve rakipler takılmasa ne olacak? Durum vahim olacak! Üst üste kaybedilen puanlar ve kenarda bildiğimiz karakterini zerre kadar bile örneklemeyen bir Terim profili. İmparator esas sorumlu değil de, sanki sınırlı sorumlu! Heyecanını emanete vermiş konumda ve üstelik futbolcusuna da hırsını yansıtamaz durumda. Böyle bir manzaraya sadece ben değil, Terim dahi katlanamaz! İmparator’u bilinen ve kendisine yakışan profiliyle görmek isteriz. Aksi halde aynen Türkiye Kupası serüveni gibi hayal kırıklıklarına yenileri eklenir ve sezonun sonu dahi zor getirilebilir.
En önemli rakibin, 42’ye birbuçuk yaşındaki Webo ve Atletico Madrid yedek kulübesi Türkiye daimi temsilcisi Emre Belözoğlu’na eyvallah edip, hedef belirlediği yerde, Terim’in burukluğu ne? Drogba, Sneijder, Altıntop, Umut, Kral Burak mı? Eğri oturup doğru konuşmak ve diğer rakiplerin kimlerle aynı platformda koşmaya çalıştıklarına iyi bakmak lazım! Galatasaray şimdiden sonra ‘şans kapıyı çalınca’ modundan mutlaka çıkmalı ve kendi ayakları üzerine basmalı. Arıboğan’ın kurada attığı üçlük değerlerindeki şans topu, Schalke müsabakasında Galatasaraylı’ları en mutlu edecek şekilde kullanılmalı. Yani ‘tur’ atlanmalı!
İmparator’un hakkını elbette teslim edeceğiz. Aksi halde iki elimiz yana gelmez ama Mehmet Özdilek, Rıza Çalımbay, Mesut Bakkal, Yılmaz Vural, Samet Aybaba ve diğer teknik adamlarımızın da ne şartlarda mücadele verdiğini asla gözardı etmemek şartıyla!
Aysal ve yönetimi bırakın Türkiye’yi, Avrupa’da dahi birçok teknik direktörün rüyasını süsleyecek bir kadroyu Terim’in emrine sunmuş ama böyle büyük bir vizyonun rejisörüne ‘eleman’ diyerek, çok büyük bir gafa da imzasını atmıştır. Hatta talihsizliğe!