Retrospektif futbol...
Haberin Devamı ›
Skibbe’nin nasıl bir düşünceyi uygulamak istediğini buldum. Retrospektif futbol... Alman’ın futbol modelini, anlaşılamayan bütünselliği gördüm! Nerede? Sabancı Müzesi’ndeki Dali sergisinde. Ve anladım ki, müzenin büyülü dünyası İsviçre, İstanbul sonrası İzmit’e de taşınmış. Sabancı Müzesi’ndeki Dali, nasıl geç çözüldüyse, Skibbe’nin retrospektif futbol tutkusu da öyle olacak. Gelecekteki ayaktopu evreleri sunuluyor ama tematik ayrıntılar, anlaşılamıyor.
Düşünce detayları en telegrafik biçimde kısa ve özlü sahneye kondu. İpekoğlu İsviçre sergisinde, rakibinin gol yemekte zorlanmadığını çözmüş. Bir kere gittiler ve aradıklarını Taner’le buldular. Neden başka bulamadılar? Orta alanı bu denli pas özürlü bir ekibin rejisörü, ne yapsa nafile. Serdar en kritik pozisyonları ayıkladı, Nonda’ya ayıklandı. Oysa işine bakacak, önce Allah sonra hakem himmetine sığınacaksın. Kamyonuna ‘Allah korusun’ yazıp, Bolu dağından patlak frenle inmeye çalışırken uçan şoförden, ne farkın kaldı şimdi? Baros değişirdi tabelayı: 1-1. Çözüldü Körfez sonra...
Lincoln, retrospektif futbol çabasının olmazsa olmazı. Son vuruş ustalıklarının ya içinde, ya da hemen öncesinde. Nonda bize 6 aylık malzeme olacak bir kaçan fırsat sonrası attı, kurtardı: 1-2. Volkan oynadıkça açılıyor ve bu açılma Galatasaray savunmasında çok deliği kapatıyor. Orta alan ve forvetten sorumlular, savunma anlayışlarını da geliştirebilirse eğer, Skibbe doğruları da devreye girer. Şaş’a onca darbe geldi, yetmedi bir darbede top vurdu! Yıkıldı ama ayakta sonra. Baros zaten ayakta: 1-3 ve Alpaslan’ın şık pasına bir Kewell klasiği 1-4.
Galatasaray savunma işine en önden başlamayı da başarırsa, zor tutulur. Gözüken o...