MENÜ

Korkmaz farkı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Buz gibi İstanbul gününü, ıskasıyla ‘buz gibi gece’ etti Meira. Tribün coşkusu ve Korkmaz motivasyonu ısıtmıştı oysa. Henüz 11. saniyede yapmayacaktı. Yaptı! 1 gol geriden başlandı ve ayaza aldırmayanlar, dondu kaldı. Taraftarlar ve Sarı-Kırmızılı futbolcular, bir süre bocaladı tabii. Bu hale ilk isyan tribünden geldi. Sessiz ölümü yenme adına, ne müthiş dayanışma ve direnç, elbette isyandı bu. Yaşanana ‘taraftar baskısı’ denemez, ‘katkısı’ denir. Tamamı sahadaydı ve ileri ittiler takımı. Böylesi motivasyonun anahtarı, Korkmaz farkı. Kaptanlarına güveniyor, takımlarıyla beraber oynuyorlar. Ehhh, bu inanca sporcular da katıldılar ve önce iyi futbol olmasa da, mücadele yönlerini kattılar. En büyük eksik de buydu bence. Şimdi hata yapan, ama düzeltmek için de yırtınanlar var sahada. Düzlük-çarçop olsa da, pozisyonlar yakalanıyor. İlk Meira’lığı, Diawara yaptı direkten döndü. Fransızlar’ın direğinden! Sonra yine ileri... Ya önde ya da arkada yakalananlar ve olması gereken yerde bulunamayanlar. Ama rakibi hataya zorlayanlar da yine bunlar. Tribün ve saha senkronu nasıl olurmuş? Doya doya soluyorum.

Tribün hali, buz tutmuşlara ‘sıcak ballı süt’ etkisiyle şifa olurken, Fransızları da haşladı sandık. Haşlanmamışlar meğer! Önce Arda, sonra Kewell’la 2-1 öndeydik ilk devre. Lincoln ve Arda’nın mükemmel alışverişi 3-1 yaptık ve coştuk. Taraftar yerinde dursa da, Hamburg’a gidenler olunca... Eksildik! Eeee affeder mi Fransızlar, 3-3’e geldik. Göbek kaçığıdır derdimiz!
Tribündeki inanç geldi ve tamamen sahaya yerleşti. Ne göbekte kaldı, ne de başka yerde delik var şimdi. Tek hedef Bordo kalesi. İnançla, sabırla gittiler ve Sabri’yle ‘Majino’ hattını deldiler. 4-3’le elediler. Helal olsun. Bu turun adı da, Korkmaz farkı olsun.

YORUM YAZ