Arama

Popüler aramalar

İkra... İkraaaa

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Ne demişler? İkra... İkraaaa. Yani oku... Okuuuu. Oku ki doğruyu bul. Gazetelerde her yazılan doğru olmayabilir tabii. O yanlıştan, kendi doğrunu bulur, faydalanmış olursun. Bülent Korkmaz ‘okumuyorum’ diyor. Oysa ikrahen de olsa okumalı. Eğer okusaydı Sanctis, Hasan Şaş ve bir kısım futbolcunun ‘gönderileceğinden’ haberi olur ve kurtuluşu onlardan ummazdı.
Sanırım bu yazdıklarımdan da haberi olmayacak ve bildiği yoldan koşacak. Şahsıyla ilgili ‘var olan’ umutlarımızı da tamamen yok edecek. O zaman yakını biri, ne yazdığımı söylese bari!
Hıncal Uluç ‘Kalli’yi ben önermiştim’ diye yazmıştı. Ya ‘Bülent Korkmaz’ı öneren gazeteci kim?’ O muhteremin açıklamasını merakla bekliyorum. Bir sakıncası olduğunu da düşünmüyorum. Rahat olsun ve Hıncal ağbi gibi mertçe yazsın ‘Bu oluşumun müsebbibi benim’ diye. Uluç, Kalli’yi önermiş, işler ters gittikçe Sezgin’e sallamıştı. Korkmaz’ı Karabük’e gönderemeyen ama Galatasaray’a bitiren gazeteci de Sezgin’e sallar, rahatlar!
Korkmaz ateşten gömleği korkmadan giydi ve yandı. Oysa Polat yönetiminin mübeyyen tehlikeleri vardı ve ‘mübeyyen ne demektir?’ bilmeyen, cehennem ateşine daldı. Korkmaz deneyimlerini yaşamış biri, Galatasaray’ın başına teferrüç niyetine gelenin, tefessüh tehlikesi yaşayacağını bilmeliydi. Teferrüd şansını, teknik adamlığı sürecinde kullanamadı.
Ya Galatasaray yöneticilerine ve özellikle Başkan Adnan Polat’a ne demeli? İki gazetecinin tedviri sayesinde tecviz ettiği teknik direktör tayinleri sonucu yaşananlarda, umum gazetecileri tecziye etmeye çalışıyor. Demek ki gözgüye bakmıyor!
Bu arada Aziz Yıldırım’a Papermoon’a gitmesi nedeniyle eleştiri sağanağı var. Bence Yıldırım; Ali Şen döneminden beri pek görmediğim, mükemmel bir tabiye uygulamış ve Beşiktaş’ın gazını alıp, kafalarını da karıştırmıştır. Sanki!