Haftaya çarpılmasınlar!
Haberin Devamı ›
İlk yarıda neredeyse ‘hiç’ denilebilecek kadar nadir Muslera civarına gelen, net gol pozisyonu olmayan Bursaspor, 50. dakikada bir geldi, pir geldi. Önce Batalla, sonra Sestak’ın adeta Galatasaray savunmasını haşlayan asisti ve Pablo Batalla’nın Sarı-Kırmızılı’ları şoklayan vuruşu 1-0. Sağlam ilk geliş ve gol. ‘Tek-tık!’ yani. İlk dakikadan itibaren iki tarafın da kazanmaya dönük iştahlı görüntüsü, karşılıklı gidip gelmeleri, ‘Harmandalı’ oynayan zeybek gibi fazla düşünmemeleri; kısır ve golsüz bir müsabaka izlemeyeceğimizi belli etmişti zaten.
Böylesi hareketlilikte becerisini, gol şansını kullanan taraf atar, maçı da alır gider. Bursapor’dan çok daha fazla sayıda Carson’a doğru yaklaşan Galatasaraylı forvetler, olması gereken zamanda, olmaları gereken yerde bulunamadıkları, yeterince de araştırıcı olamadıkları için golle buluşamadı. Terim de bu eksikliği seyretmedi ve yerinde değişikliklere gitti. Engin, Kazım, Yiğit Gökoğlan’la...
TFF’nin yaptığı en güzel işlerden biri de cezalı tribünleri çocuklara ve bayanlara açması. Tüm renkleri barındıran tribünler açıkçası çok hoşa gitti, beğenildi. Bu arada Lütfi Arıboğan’a o konuşmayı maletme gayreti de çirkinliğin daniskası olmalı. Arıboğan basketbolu bilir ama futbolu da bilir. Ne yapsanız ofsayta düşüremezsiniz! Lüzumsuz ve ayıplı bir gayret. Yiğit oyuna girdikten sonra gol gayretleri yoğunlaştı Galatasaray’ın. Kazım’ın da kale arkasındaki tribünde gıcık olduğu biri mi vardı bilemem? Oralara gönderdi her seferinde!
Cuma günü Sakaryaspor kalecisi Cüneyt’i bir methettim çocuk Boluspor’dan ‘7’ gol yedi. Çarşamba da Galatasaray’ı yere göğe sığdıramamıştım, geldi Bursaspor’a yenildi. E o zaman var bende bir uğursuzluk. Bu ara uçaklara doğru bile bakmasam, galiba iyi olacak!
Bursaspor tribünlerini, futbolcularını ve Sağlam’ı, çok beğendim kutluyorum... Aman sirkeyle yıkansınlar da, haftaya çarpılmasınlar!