Arama

Popüler aramalar

Güzel mücadele

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

bir futbol azizi Yılmaz Vural'dır. Futbolun her türlü dayağını yiyen garip-gurabanın kapısını çaldığı, dümeni yerinde futbol beyzadelerinin göz ucuyla dahi bakmadığı, bir futbol azizi!

Çok zor şartlarda aldığı ve yine zor şartlarda sürdürmeye çalıştığı mücadelesinde; 'olan malzemeye hamdolsun' duasıyla yoluna devam eden ve tehlikeli bölgenin dışına çıkmaya çalışan bir usta. Karşısında da gözünü ve gönlünü Avrupa standlarına dikmiş, iddialı ve başarılı Fuat Çapa. Cavcav çok uğraşmış ama sanırım bu sezonki kadar çok milli futbolcuyu, bir arada barındırmayı başaramamıştı. Türk, İsveç Milli Takımları, ümitler, gençler kısacası her katogoride başarılı sporcular Kırmızı-Siyahlı forma altında. Çapa da başlarında!

Tamamen dolu ve canlı tribünler önünde, atak başladı Elazığspor. Birkaç hücum denemesinden sonra, Gençlerbirliği'nin hiç de yabana atılmaması gereken bir topluluk olduğunu anladılar. Orta sahadan çabuk ve doğru paslarla çıkmayı mükemmel örnekleyen konuk, Vural'ın kalıplı ama hareket kabiliyetleri ve çabuklukları sınırlı savunma zafiyetlerine iyi çalışmış olduğunu hemen her hücum girişiminde kanıtladı. Ki burada Sedat ve Bilica'nın tüm zaaflarına rağmen iyi oynadıklarını ve birçok pozisyonu önlediklerini söylemeliyim.

Gençlerbirliği'nin arka tarafı çok tehlikeli, aynen Harlem'in arka sokakları gibi. Yalnız kaldın, ya da tedbir almadın yandın! Hiç anlamaz götürürler adamı. Nereye, nasıl gittin? 'Kim vurdu'ya mı kurban gittin? çözemez kimse!

Elazığspor'un yediği gol aynen anlattığım gibi oldu. Gençlerbirliği'nin kornerini Azofeifa kullandı ve Kulusic, geriden gelerek vurduğu sert kafa şutuyla bu sezonun kendisine ait 4. golünü attı. Sanırım Aykut'un da epeyce golü vardı. Rakip için öndeki forvetlerden daha tehlikeli bir savunma hattı! Bu tür yenilen gollerde, o savunmacılarla meşgul olması gerekenlere çok net mesajlar var. Var da, anlayan var mı?

Hiç de beklemediği anda yenik duruma düşen ev sahibi, temposunu hiç bozmadı ve hücumlarını sürdürdü. Köksal'ın, Serdar'ın atakları, Orhan Ak'ın soldan ısrarla bindirmeleri netice vermedi. Ya kaleci Ramazan, ya da savunma tehlikeleri büyümeden önledi. Devre arasına 1-0 önde olmanın rahatlığında girdi Gençlerbirliği.

İkinci yarıya rakip alanda daha fazla bulunmayı planlamış bir Elazığspor vardı. Tüm hatlarıyla önde oynama çabası zaman zaman savunma sıkıntıları yaşama nedeni olduysa da, İvesa yerinde müdahelelerde bulundu. Hele hele bir konuk atağında Bilica'nın topu çizgiden öyle bir çıkarışı var ki, adeta nefesler kesildi.
Bilica'nın çizgiden çıkardığı top sonrası, Elazığspor olağanüstü bir gayretin içindeydi. Bu özveri Sane'nin direk dibinden ağları bulan vuruşuyla meyvesini verdi ve 86'da durum 1-1'e geldi. Son dakikada Mehmet Çakır'ın direkten dönen topu Vural'ın yüreğini indirmediyse, daha hiçbir şey indirmez!

Elazığ'da gerçekten harika bir mücadele izledim. İki tarafı da beğendiğimi söylemeliyim. Ev sahibi saygı duyulacak bir mücadele, konuk da futbolu güzelleştiren renklerle bezeli bir kalite sundu bence. 1-1 en iyi netice, iki taraf için de.