Alemin içinden!
Haberin Devamı ›
Karabükspor-Galatasaray müsabakasını izlerken, gün güne playboy kimliğine bürünen ‘zengin ayak topçusu’ iş adamlarının dermansızlığı dikkatimi çekti. Hemen hepsi ‘hakemin paydos zili ötse de, tezgahı kapatıp bir an önce gitsek’ modundaydı! Alemin içinden lütfen çıkıp gelmişler, lütufları biter bitmez de hemen Nişantaşı, Bebek, Etiler gecelerine dönecekler. Havalarından, özellikle de Selçuk ve Burak’ın hallerinden öylesi belliydi ki vaziyetleri, ben de bu ikilinin vahim hallerinden açık açık söz ettiydim! Sağ olsun kaptan ve kral beni zerre yanıltmadı ve ikili yanlarına yedeklerini de alarak aleme aktı! Yıllardır beklenenin zerresini veremeyen Çolak da başka bekleneni veremeyenlerle kim bilir hangi mekandaydı? Kaç milyon Euro’lara zerre fayda sağlamıyor, boşa dikiliyorsunuz be! Galatasaray’ın taraftarlarını kahreden 4X4’lük gidişatında Prandelli kadar bu futbolcu taslağı iş (!) adamlarının da, büyük katkısı elbette günahı vardır. Armut dibine düşer derler ya, bunlar da Aysal Başkan’larının dibine düştüler! Televizyondan kız kaçırma, kaçak et doğrama ustası yapı ve her hizmete amade danışmanlarının yaptıklarını gören, duyan, şahit olanların doğru dürüst bir yaşamın içinde olması ve kuruma yararlı performans sağlaması mümkün mü? ‘Galatasaray 2. sırada değil mi arkadaş, daha ne olacaktı?’ diye düşünen, konuşan yalakaları da görür gibi oluyorum. Milyonlarca Euro’luk transfer harcamalarıyla, avantalarla, komisyonlarla kulübün sadece astronomik gelirleri değil, geleceği de nasıl ipotek altına alındı? Gelirler nasıl savruldu? Ben biliyorum da, yetmez ki ! İşte bu sorumsuz, yalaka ve çıkarcı kafaların seridir gelinen vaziyet diye de bu sütunlardan ilan ediyorum! Bir bankaya olan devasa borçlar ve ipotekler nedeniyle 500 yıllık kültürün, 100 yıllık spor ocağının Rus’lara satılacağı konuşulur hale geldiyse, yandı gerçek Galatasaraylı desenize...
Haydi hep beraber o halde ‘Re re re Ra ra ra Aysal Aysal bom bom bom!’